13 Nisan 2010 Salı

DÜNYAYA TEKRAR TEKRAR GELİŞLER(Red ve Kella olayları)

SÜMME-SÜMME TERAKİ RUTEBİ(red-kella)ve ENKARNE-LEVİTASYON - NEBAAT:Kehf 12.”sümme be’as anhüm linealeme..”(sonra onları uyandırdık). “sümme” teraki rütebi içindir. Onlar hali halvet seyir ve suluk halini ikmal ederek helal ve haram hayır ve şerri anlayacak bir iktidar tedarik ettikten sonra biz onları kavmin içine bağs ettik” buyrulur. Acaba Ashabı kehefi uyuyan 7 kişi olarak tarif edenler derin uykularından ne zaman uyandırılacaktır? SÜMME kelimesi tekrar anlamını taşır. SÜMME TERAKİ ise tekrar, tekrar yaratılacaklar ba’as (diriliş) halleridir. Demek oluyor ki BU DERİN UYKUDA, AYETLERDE KEHEFLİĞİNİ BİLEMEYENLER DÜNYAYA TEKRAR ve dahi TEKRAR, TEKRAR GELMELERİ ile UYANDIRILACAKLARI BELİRTİLİYOR. UYANAN UYKUSUZ KİŞİLER ki İNSAN KENDİNİ UYANIK ZAN EDER. Halbuki bu KEHEFFİ. ”minledünhü vasfını” (LEDÜN İLMİ ALLAHIMIZIN KİTABI OLAN İNSANDIR, DIŞARDA ARAMA, ararsan bulamazsın. Vücudu benliğin olduğunu anla! Bu kitabı, senliğin ve seninle olduğu, üzerinde vücuden taşıdığın için dönde kendine bir bak ve demiş ol ki! LEDÜN İLMİ HAKKI BELİRLEYEN İNSANDIR, LEDÜN BENLİĞİN ALLAH’ ın BİLDİĞİ ve ONA YAKLAŞANLARIN BİLDİĞİ VÜCUDİ İNSANDIR. Üzerin de vucuden bulanlar ise ”ANLAR HALİ HALVET ve SEYRİ SULUK HALİNİ İKMAL EDEREK” buyrulmuş. KEHEFFİ ESRAR BENLİĞİNİ BİLEN KİŞİLER DÜNYA HAYATINDA ”hali halvet” HALLERİ ki KİMİNLE HALVETE GİRDİKLERİ izah beklemektedir.
HALVETKİ BAŞTA KENDİ KENDİNE GİZLİLİK HALİNDE TEKİLLİĞE ERMEK ENLAMI İLE HALİ HALVETLERİ KEMALATLARI KAZANCINDA ALLAHLA BİRLİĞE GİRİP TEKİLLİK VASFINI ALLAHLA YAŞAMAK BU ZATLARIN HALVETİDİR.BU ZAT KEHEFLİĞİMİN”seyri suluk halini ikmal ederek” deki HAL YAŞANTI ANCAK KEHEFFİ BENLİĞİMİ BİLMENİN YAŞANTISI SEYRİ SULUKTANDIR.Burada seyir;Yürümek,ta ilahi alemden gelen insanın seyrini ve dünayaya gelişinin sebebini idrak etmekliğidir. Sebebi ise bu seyirdeki insanın esasta haktanlığıdır.Bu hali idrak etmek suluke tabiliktir.Suluk;Belli olan guruba girmek anlamı ile ALLAH İLE BİRLİKTELİK GURUBUNA GİRMEN SULUKUNDUR(SEYRİ SULUK)ise TERKİP EDİLECEK USULİ BELİRLER TAKİBİMİZDEKİ ALLAHTAN AYRILMADAN TEVHİDİ TEKİLLİĞİ BU SEYURİMİZDE MUHAFAZA EDEREK KEMALİ YOLDA BULUNMAKLIĞIMIZDIR.Böylece ”HELAL, HARAM-HAYIR ve ŞERRİ ANLAYARAK BİR İKTİDAR TEDARİK ETTİKTEN SONRA BİZ ONLARI KAVMİN İÇİNE BAĞ’S ETTİK” buyruğu yine bizimle oluyor. Şöyleki iktidar kelimesi Allahımızın bize verdiği iktidarı üzerimizde keheffü benliğimizde idrak etmekliğimizdir (helal ve haram vücudiyetler)Bu demektirki kemale erişmekle Allahımızın yapacağını iktidarımızla kavmin içinde keheffü benliğimiz ile kendimiz yapmak üzere topluluğa yeniden yaratılmış bağ’sımız ile hakikat minledünhu vasfımızı ilmen bildirmekle emr olduğumuzu belirlediğidir.Şöyleki helal ve haram ikiside rızıktır,helali yolda uyanık yürüyüş bizimledir.İNSANA İLİMDE BİR RIZKTIR.işte zahiri ilimden kurtuluş helali idrakimiz minledünhü vasfı vücudumuz helali tarafımızdır.İşte bu LEDÜNİ VÜCUDUMUZLA HELALİ TEDARİKİMİ-ZİN NEŞ’ESİNİ BU İLİMLE TOPLULUĞA BAĞAS OLUNUŞUMUZDUR”terakki rütebi”TEKRAR,TEKRAR BAĞSI YARATILAMA ŞU FİZİK BEDENDE HER AN YENİ YENİ VÜCUDA BULUNMAKTANSA”minledünhü”VÜCUDUMUZ TA EZELDE TEKİL BİR KERE OLARAK DÜNYAYA BAĞ’SIMIZDIR.BURADA BAĞS BİLE DÜŞÜNÜLEMEZ VARIN ZUHURU BİZLER HAKKI BELİRLEYEN MİNLEDÜNHÜ KEHEFFİ BENLİĞİMİZİDİR.”teraki rütebi”OLMADAN.MİNLEDÜNHÜ VASFI Ehlli beyt ilmi “minledünhü”Allahın vücudi yapı ilmi olduğu kimse tarafından hakkıyle bilinemediğinin mesturiyeti hakça bir gizleniş emriyeti vücudiyyeleridir Mana ilmi ile insan kendine öz varlığına baktığında anlayacaktı ki Allahın“minledünhü” ilmine yaklaştığı an kendinin mana vücudu minledünhü vasfı taşır. Bu mana bakışımlı vücudumuzu kendindenliği ile kurmuş vasfı taşıdığıdır. Bu anlamla insanın mana ve madde vücudu hiçbir terkip olmadığı ile ”minledünhü” terkipsiz su hava,ateş,toprak karışımı olmadan kehefliği ile minledünhu vucudi insandır.
KELLA kapsamlı RED olayında yani “TERAKİYİ RÜTEBİ”FİZİK BEDEN AYRI ve BAŞKA BİR VÜCUTLA DÜNYA HAYATINI TEKRAR YAŞIYORSA ESKİ VÜCUDUYLA DUYARLILIĞI KAYIP OLMUYOR yani GEÇMİŞTE Kİ YAŞANTINI DUYARLI OLARAK HATIRLIYORSUN. Nasıl her an“HALKEN CEDİDA”AYETİYLE YENİ, YENİ VÜCUDA SAHİP OLDUĞUN HALDE SENDEN AYRILMIŞ OLAN ESKİ VÜCUTLARINDAKİ HATIRALAR YENİ VÜCUDUNDADA DUYARLI OLARAK GEÇMİŞİ HATIRLIYOR ve DEVAMİ BİR GÖRÜŞ SERGİLİYORSUN. Mesela; Denize akan bir ırmağın yerinde sanki aynı su akıyormuş gibi görünmesi görüntüdeki aldanmandır. Çünkü her an akan su yeni gelen başka bir sudur. Irmağa giren 2 insan esasta ayrı ayrı sularda yıkanır. Ara bölge olan esiri alem yani bahri mescuri yani tampon bölgeden bahsedelim. SOYUTTAN SOMUTA, SOMUTTAN SOYUTA GEÇİŞ VAR. Ya SOYUTTAN SOMUTA GEÇEMEYEN, ENKARNE OLAN REDDİYETTEKİ İNSANLAR? CİSİMLER EVRENİNİ ÖTEYE ŞEKİL DEĞİŞTİRMEDEN KAÇIRMAYAN, ERVAHİ ALEMDEKİ VARLIKLARIDA YİNE ŞEKİL BOYUT DEĞİŞTİRMEDEN BU KEVNİ SİSTEME KAÇIRMAYAN ESİRİ ALEM DEDİĞİMİZ BAHRİ MESCURİ ARA BÖLGEDiR. ŞU VÜCUDUNLA ENKARNE veya REDDİYETE UĞRAMIŞ(Kella hükmünde)2 VÜCUTLU olarak DÜŞÜNÜRSEN ESKİ VÜCUDUNUN HATIRALARINA DUYARLILIĞINI YENİ
-2-
VÜCUDUNDADA HİSSEDERSİN. Ama YENİ VÜCUDUN AKAN YENİ SU gibi BAŞKA BİR VÜCUTTUR. Yani olaylar ile tespitlidir. İnsan hatıratını soyut olarak hatırlayıp(ben şurada şu işle meşguldüm)veya “şurada öldürüldüm” diye bilir. Bu söz YENİ ENKARNE olmuş VÜCUDUNA AİTTİR. ESKİ VÜCUDU TOPRAK olmuştur. . HATIR DUYARLILIĞI DEVAM ETTİĞİNDEN, YENİ VÜCUDUNDA ESKİYİ ANLATMIŞ OLUR.
SIR: KENDİLERİNİ ÖLDÜRENLER İLAHİ ALEME IŞINLANAMAZLAR. GÜNEŞE KADAR TEKRAR ULAŞSALAR BİLE ORADAN REDDİYET İLE TEKRAR DÜNYAYA DÖNECEKLERİNDEN HABERLERİ OLMADIĞINDAN İNANIŞLARI ŞADALAT İMİŞ.
Şaddat yani hududu aşan, saçma inanışları yüzünden 2.bir dünya hayatı onları beklemektedir. Geçmişte şaddat bilgisiz hali iman gibi yaşayanlar olduğu gibi bu asırda da mevcuttur. Kurtuluş Allah ve peygamberani hayatı üzerine hamd eden taşıyan Ashabı keheffü benliğimiz hakkın takdiri ile Hz. Resulullahın dünyaya teşrifleri ile bu şaddat anlamsız anlayışlar bilene bitmiştir. Geçmişte yaşayan saçma ve yalan inanış kavimleri için Allahın bir lutfü vardırki ”peygamberi göndermediğim kavmi muaheze(soruşturma)etmem” dediği ilahi bir çaredir. Nedense inkar hemence oluyor.
Buyrulan ”meçhulu inkar, inkarı cehildir”. Bu nevi kimselere “münheri mütecehhil” denilir. Allah
meçhulde ise yani bilinmeyen anlamlı ise inkar edersen en cahil olursun. Baştan kendin meçhulde idin bu bilinmeyen vucudun ezelde var idi. Şimdi ise dünyaya vucuden geldin meçhul belirsizlik kalmadı hadi şimdi kendini inkar et. Edemezsin ilimsizliğinle tabiat der avunursun. Tabiat kevni sistemler olarak tanıtırlar esas mana, tâbi oluştur doğaya görüntü olarak herkes tabidir. Doğa tabiat ki her cirm ve cisim tabiatta esasta sana tabidir sana can bağışlayanlar aleminde canını bağışladığı ”venhar” tecellisi ile kurban oluşlar ve neticesi sende sen olmuş insanlığa kavuşmuş olurlar. Tek din Muhammedi olup bu dinde sendin hem de vucüden dini dışarıda ararsan cehlin devamdadır. Kendi keheffü benliğini kuranla tanıyabilseydin meçhuldeki hakkı onunla onun lutfu ile haktanlığın ile “enel hak” diyebilirdin. Çünkü sana şah damarından da yakın olan hakkı dinin yanlış öğretilerinden kurtuluşunla bu hak sana ezelden iltifat edilişi vucuden hakla birlikte oluşundur.
KİTABI FÜCCAR; Esfele safilin olan cehennemi, aşağıların aşağısı olan şu dünya ve dünya vücudumuzdur MANA VÜCUDUNU KAZANAMAYIP DÜNYADA TEKRAREN BİR HAYAT YAŞAYACAĞI (ölümden sonra) 2. BİR DÜNYA VÜCUDUDUR. Nasıl ki insandan ayrılan saç sakal tırnak gibi şeyler toprak olur ise, ölümden sonrada toprak olacak şu beden makinası (ruha kılıf olan)toprak olacaktır. Mana ile kazanamadığı vücudu cehennemi bir azap gibi 2.dünya hayatı vücudu esfele safilin olan dünya da“SÜMME REDETNAHU”REDDİYETİ İLE VÜCUDİYETİDİRKİ KİTABI FÜCCAR’ da budur. İşte toprağın hissesi olan bu vücut bu arzı yeryüzünden meydana gelmiş ve alınmış olduğundan ilahi tecelli onu yine toprağa red edecektir oradan da kabiliyyetül intişar bir vasıf taşır. KÜN emri etki olarak verilmiş EMRİ ALAN MECBURİ BİR KAÇIŞTA İDİ! RET o halde KÜN emri RABBİNDEN MUHAMMEDİ EMİRDEN KAÇIŞIN DİĞER ANLAMI yani KÜN emri hakiki anlamda RET idi. Bu RET insanı kendisinin bulacağı yaratacağı yetkiyi kendi üzerin de sonraki serüvenlerle dünya hayatında bulacağı idi.
Böylece ruhi vücut ile ziyayı vücut(ilk başlangıç Ziyayı vücut)BU İKİSİ TEKİLDE BİR BİRLİKTE İDİLER. ATAYI SIFATTA(KEF)BİR VARLIK GÖSTEREMEMESİ O ŞEYİN KEVİNDE YOK OLDUĞUDUR. Mesela; MÜMİN KİŞİNİN ÖLÜ HALİ KENDİNİ VELİYULLAHLIĞA GETİRDİĞİ ZAMAN DİRİLİĞİDİR. ATAYI SIFATA (KEF Harfi-Vücuda gelen her şey) VELİLİK KAZANDIRDI. Verilmiş ATAYI SIFATI TEVİLE UĞRATARAK VÜCUDU İKTİSABİSİNİ YAPAMAYAN KİMSELER sanki kevinde HİÇ YAŞAMAMIŞ KEVNE GELMEMİŞ
MÜNADEM HALLERİ ile KENDİLERİNİ ÖLÜ GÖRMELERİ ZARURETİ ORTAYA ÇIKTIĞIDIR. Onlar için 2.KEVNİ HAYAT YAŞAMALARI ÖLÜLÜKTEN DİRİLMELERİNE ve VÜCUDU İKTİSABİLERİNİ YAPIP, YARATIP, ATAYI
SIFATTAN BİR ESERİ VÜCUDİYETLERİNİ YAPMIŞ OLMALARIDIR. Buda ATAYI SIFAT(KEF)MADDE ve ATAYI ESMADA(YE harfi-ruhlar aleminden vücudiyet alemine ışık beden olarak gelen insan))ANTİ MADDE BİRLE-ŞİMİNDEDİR.Atom eczaiyetindeki ziyaiyet müstevliyeyi mütesaddıka (ZEL hrfi-vücudu ışık beden olarak her yerde bulunan insan),Muhammedi nurdan geleceğin vücudunu tamamlamak istedi ve atayı sıfata,bir reaksiyonla karıştı.Burada hayatiyeti esas olan,YE atayı esma onu vücudu unsu-riyeye ulaştırdı ve mülk ismiyle insan olarak göründü.KEF(vücuda gelen her şey;Hava, hararet) +YE(ışık beden insan yaratıcılık vas-fı)=KEY,ATEŞ=CEREYAN=İLK ELEMENT=MADDE GÖRÜNÜMÜNDEKİ ENERJİ=TEK MADDE=İNSAN MADDESİ =İNSAN.Bu KEY terstten okunursa YEK yine tek madde tek kanun,bir,Allah.Kanuni ilahi bir seyi bir tek yaratmış,ikinci aynı olan yoktur.Benzerler devami-yettedir.Tekrarlanan hiçbir olayın olmadığını (entropi)kanunlarda da görülüyor.
Reddiyette bir vücut kazanıyorsun eski vücudun,Abese 22.”sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecek” Sonra cenabı hak”la yemut” DİLERSE SENİN TOPRAKTAKİ BEDENİ KABİLİYETİ İNTİŞARINI ALEME KEVNE NAKİL ve TERMİM EDEREK NEŞİR EDER.TEKRAR CANLANIP ENKARNE ETMİŞ OLMASI MEVZU BAHİS DEĞİLDİR. KELLA’ da ki KEF atayı sıfattır verilmiş ita edilmiş şeyler demek. Beşeri vücudu-
-3-
muzdaki göz,kulak…bütün şeyler atayı sıfattır.Antisi esiri alemdeki ruhi vücudumuzla soyut ve eksi yönlü değerde vardır ki atayı sıfat esasta sabitat olarak ervahi alem itasıdır.İşte gizli değişken olaya arzda el,ayak,göz…gibi somut ve izafi değerlerle görünmüş oluyor.Fiziğin
belirsizlik ilkası içinde fizik bedeni kurmuş oluyor. Maksat geleceği tayin etmektir, işte yapıcı yaratıcı ret olayı. RET’i kabul etmemiz akıl gereğidir. Peki BU RET HANGİ VÜCUTLADIR? İlk yaratılma külli akıl(ruhi vücut)var olanla nuri Muhammedi evsaflı olay birlikte tevhidi tek kutup gibi vasıf taşır. Buna etki ise Allahtan gelen OL(ruhi vücuda)etkisi idi karşı tepki ona tekraren dönebilmek için FEYEKÜN idi.Aklın(ruhi vücut)çabası zulmet hicapları içinde orada tekillikte ve Allahın bu oluşumuna karşılık sende o birlikte iken(ruhi vücut)çokluk olmanın oradan ayrılmanın yetimliğinde reddi duygudaki his ve sahifeyi istiğdat TEKRAR FEYEKÜN DENGESİNDEN KURTULUP YUVAYA DÖNMEK İÇİN, ÖLÜMLE KENDİNİ YOK EDİP TEKRAR TEKİLLİĞE DÖNMEK REDDİ OLAYININ UYGULAMALARI idi. O ZAMAN BAHRİ MESCURİ YARATICILIK ALEMİNDE RUHİ VÜCUT(Akıl)NEFS DENEN KARŞI TARAF SOYUT ZİYAYİ VÜCUDU YARATTI KARŞILIKLI TEVHİDİ BİRLİKTE AYRI KUTUP gibi DENGELENEN NEFİS BEDEN ZİYAYI VÜCUT ÇOĞALMAK SEVDASINA KARŞI RUHİ VÜCUT DENGE,BİRLEMEK KAİDESİNİ UYGULAR BİR HALDE İDİ.Var olan ruhi vücut zatın hak beraberliği ile tanrı görünümü mezahiril vücut hakkın belireni vasfının icabı hep tekilliği arzulardı.Böylece RUHİ VÜCUT ile ZİYAYI VÜCUT(ilk başlangıç ziyayı vücut)BU İKİSİ TEKİLDE BİR BİRLİKTE İDİLER. İşte böylece ESİRİ BAHRİ MESCURİ KOZMİK HAYAT ZİYAYI VÜCUTLA BAŞLAMIŞ OLDU. işte hayat çünkü ruh başka hayat başka. İstersen nefis, diğerine akıl de! İşte bu kurgulayan insanı tanı ki doğayı manayı tanıyasın. O halde reddi olaydaki koalisyonda RET, herhalde feyekün dengesindeki ziyayi vücut, BEŞERİ SİSTEMDEKİ SİSTEMİ KURGULAYAN ZİYAYI VÜCUT REDDİ OLUŞUM VÜCUDİYETLERİ ÜZERİNDE olduğunu da anlamış olduk. Ruhi vücut ALLAH VARLIĞINDA VARDI ONDA BİR DEĞİŞİKLİK ARAMA o sabitattandır. ZECR(yasaklama, yaptırmama)O ALEMDEN BURAYA RED EDİLMEKTEKİ YAPIMCI YARATICI OLUMLU REDDİYETİ BELİRLER. Yani RUHİ VÜCUT DÜNYADAKİ KAZANCI GÖRÜNTÜSÜ BEŞERİ VÜCUDA ENKARNE ŞEKLİ İFADESİDİR.
SÜMME(sonra)esasta red ve tekid vardır.Sonra demekle OLAYIN BİR EVVELİ VARDIR.Cenabı hak kıyamet demekle de ölümsüzlüğü Allah da belirlediği gibi esasta da insan ölümsüzdür.Boyut, zaman, mekan,hız değiştirmesindeki şekil yapı görünmemezliği öldü bitti manası taşımaz.ÖLÜM İNSANIN DİĞER BİR BOYUTA GEÇMESİ DEMEKTİR.İnsanın evvelki hayatı varmış hani cenneti alemde var idik ruhi vücut olarak oradan buğdayı yemekle red edilmiş(kovulmuştuk).BÖYLE KOVULMA YOK bu SÜMME KAPSAMLI SONRA VEYA YAPICI RED OLAYI idi.işte o alemde ruhi vücut olarak vardık. ORADAN BU ALEME GELENE KADAR KİMBİLİR KAÇ ALEMLERE UĞRADIK HER BİR ALEMDEN RED OLUNARAK ARZA KADAR İNDİK. RUHİ VÜCUT, KENDİNE ZİYAYI VÜCUT ŞU FİZİK BEDENİMİDE KENDİSİNİN YAPMASIDIR. O RUHİ VÜCUTTAN BEŞERİ VÜCUDA GİRİŞİMİZDE YİNE BİR RET OLAYIDIR. Burada ruhi vücut sabitat aleminin referansı veya istinadı gibi kendisinde hiç bir değişiklik olmaz.DEĞİŞEN VE MEKANINA GÖRE ŞEKİL ve VÜCUT ALAN BEDENİMİZ ise ZİYA VÜCUT OLAN FİZİK YAPIMIZDIR.İşte RET OLAYI BU VÜCUT ÜZERİNDEDİR.Ruhi vücudumuzda değişiklik olmaz çünkü her şey onun sabitatıt cenabı Hak izni ile ruhi vücut yetkisinde arza intiar ettirtiyor.Şimdi o dilerse senin bedeni kabiliyetül intişarını(topraktaki ziyayı hal enerjetik bulunuşun) topraktan alemi kevne nakil ve intişar ettirir,baba kuvvesinden anneye evrelerini tamamlayarak doğumla arzda bulundurur.O HALDE DÜŞÜN! KAÇ YERDEN YERE RED OLUNDUN?Acaba bir azabı mukaddes içinde misin veya Allah’ ın cehennemi buralar mı?İşte her insan bu ahvali yaşadı o halde olaya devam ettiğine göre BUNDAN SONRAKİ RED OLAYLARI OLACAKTIR AMA RUHİ VÜCUT SABİT OLMAK ÜZERE TAŞIYICI FİZİK BEDENDE. Ama YENİDEN YENİYE BEDENLERLE!
Kur’an ayetlerinde KELLA bir nevi reddiyettir. ama yapıcı yaratıcı reddiyet. Anlamı İLERİ BİLGİDE OLANLARIN İSTİKBALİNİ TAYİN İÇİN OLAN REDDİYETTİRKİ YARATCICI VASIFTADIR. Teaküs olayında 2 CİSİM + ve –OLARAK birbirleri ile ÇARPIŞTIMI İKİSİDE YOK OLUR. Yerine YENİ BİR YARATILMIŞ VARLIK MEYDANA GELİR. 2 RET, yenisi VÜCUT ve İSBATIDIR.İşte yaratılma kanunları bu çarpıştırma teaküs olaylarını meydana getirmek için parçacık fizik üstatları 90 km. boyunda yer altı hızlandırıcılar inşa etmektedirler.Mevcut ufak boydakiler kafi gelmemekte.Işık hızına yakın bir süratle bu hızlandırıcı da ki parçacıklar birbirleri ile çarpıştıkları zaman. Mesela;PROTON NÖTRONA DÖNÜŞÜYOR YENİ BİR VARLIK ORTAYA ÇIKIYOR,YARATILMIŞ OLUYOR ESKİSİ RET YENİSİ OLAYA DEVAMDA OLUP ŞAYET BİR YENİSİNİ TEKRAR ÇARPIŞTIRIRSANIZ BUDA TEKRAR CİNSİYET DEĞİŞTİRİP TEKRAREN ve BAŞKACA YENİ BİR PROTON OLUŞUNUDA ŞAŞMAYIN.İşte yapıcı yaratıcı ret olayları yeniden yeni bir cisme,eskisi ademe yokluğa gitmektedir.Kendine bir bak her an yeni bir vücuttasın eskisi ret yenisi oluşumdadır.RET ve ENKARNE olaylarını hemde üzerimizde her an yaşıyoruz gelecekte beklemeyin.Bu “letüselünne” deki HEMZE işareti beşeriyettir.Yukarıdaki
-4-
çarpışma olayında bütün mahlukatın oluşumunu ve şu beşeriyet denen fani ve geçici hayatında bir hemze işareti hükmünde ufacık oluşumu,öteki alemi oluşuma kıyasla!
Abese 24.(Hayır, doğrusu insan, Allah’ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir)Bu 2. mertebe reddiyettir. ”Ey mağrur insan bu fikirden vazgeç insandan bir şey terk olunur untulur mu zannedersin.İnsan bidayetten nihayete kadar az çok kusurdan kurtulamaz lakin insan istiğda den kemal veyahut dalali yüklendiğinden emr olunduğu vech üzre cenabı Hakkı bilir ve emri ilahiyesine ifa ederse alemi illiyüne uruç eder.Aksi surette esfele safilin ve alemi siccine nüzul eder ki bunların her ikisi de insanın istidatlarına mevdudur” buyrulmuştur.Sen hiç unutulacak veya terk edilecek bir varlık değilsin sana ilahi kapsamlı istiğdat verilmiştir,katı bir anlayışla ilim zannettiğin şeyleri genişlettiğin istiğdadınla anlar ilmin hakikatine yönelir nerde olduğunu anlarsın.İNSAN HAYATTA İKEN RUHİ ve ZİYAYI VÜCUT BEŞER YAPISI 2’li hali ÜZERİNDE iken bu İKİSİNİN BİRLİKTE KAZANACAĞI TEKRARİ VÜCUDİYET OLACAKTIR.Bu kazanç vücudu iyi ameli cennet,kötü ameli ile cehenneme geçeceğidir. Cenneti bahri mescuri esiri alem üzeri evrenlerde düşünürken cehenem ise alemi dünyalardadır. İşte bu istiğdatllarınla kazanacağın vücudiyet senin makamını ve zamanını belirleyecektir.
İNSANLARA ÜÇ YERDE KELLA “Reddiyet” VARDIR:
1.KELLA: Alak 6.”Kella innel insaniyete leyetga” Kendi cehalet ve nadanlığından(haddini bilmez) haberi olmayıp da peygamberani azam ve evliyayı kiram ile kıyası nefse kalkışarak“in entüm illa beşerün mislüna” İDDİASINDA OLAN KELLA ile RED OLUNMUŞTUR. Kısaca insanın dış görünüşe göre hüküm veren kişilerin yanılgıları,kendilerini peygamber ve evliyaya nispet etmeleri.Esasta İNSAN ve MUHAMMET’İN,MUHAMMET’LE BİRLİKTEKİ ANLAYIŞA GİRDİLERMİ MUHAMMET KAİNATIN MİSLİDİR ve dahi EVLİYAULLAHDA KENDİLERİNİ MUHAMMEDLE KIYASLAYARAK AYNİYET GÖRMELERİNİN CEZASI ÖLDÜKTEN SONRA TEKRAREN DÜNYAYA RET EDİLİŞLERİDİR.Bu surede insan 3 yerde KELLA ile red olunmuştur ki hakka salik olan bir şahıs 3 yerde hatarat(tehlike)arz olmakta. RAB kelimesi ALLAH’ lık değil TERBİYE EDİCİ KİSİLERE denir. Bir öğretmen talebesinin Rabbidir. Elma’da bile rububiyet yani Rablik vardır.
SIR: DÜNYA HAYATINDA İYİ BİR RAB TERBİYESİ GÖRMEMİS KİSİLERİN ÖTEKİ ALEME YÜKSELEMEYİSLERİ ÖLDÜKTEN SONRA GERİSİN GERİ DÜNYA RABLİĞİNE İADELERİDİR Allah ve resulumuz böyle KELLA ret’liğinden bizleri korur İNŞALLAH düşün bir mektup gelse bunu iade etmen herhalde tatsız bir sey reddiyet ortaya cıkar.
2.KELLA;Alak 15-16.”kella leinlem yentehi..”reddiyedir. Halkı yalancı ve şaşırtıcı bir meslek, yapma yani suni şeylere çekerek kendisine tabi kılıp emri umumi fikrini neyh etmektir bu da red olunmuştur. MÜSLÜMANLIĞIN MAHVOLMASINA UĞRAŞAN ve islamiyeti gözetleyerek zayıf taraflarından YIKMA ve BOŞ FİKİRLERLE HALKI İHLALE ÇALIŞANLAR RED OLUNMUŞTUR.Onlara tembih olmazsa bir belaya zaruri helakın davetini işittirecek ve nihayet helaka gireceklerdir.
3.KELLA; Alak 17-18.”…kella latutiğhu vescud vakterib” HALKI DELALET ve FİTNEYE SEVK EDEREK HELAKE DAVET EDENLER, Bu fikirleri için TENBİH OLUPTA NEDAMET ETMEZLERSE BİZDE ONLARI DELALET İÇİNDE TERK EDER DÜNYA ve AHRETİNİ TAHRİP EDERİZ. Bir kimse DİNİ AHKAMLARA, ANANE ve MİLLİYETİNE TAMAMIYLE TABİ OLMAZ AYRILIK ÜZRE OLURSA ONUN KALBİ FISK, FÜCUR ile KARARIR. Hidayet yerine, delalet galebe ederek kendisini şiddetle helaka sürükler. Bu 3.Rettin de delaletle eğilme kendisine cenabı hakkın hidayet ve rahmetinden mahçup eden kimseleri reddi zorlama ve onlara baş eğerek tabi olmamayı arzu eder. Cenabı hakkın o emrine inkiyad ve resulullaha tabi olursan Allaha yaklaşım olur.CAHİLCE TEFEKKÜR, İTAAT ve SUNİ BİR MEZHEBE İTTİBA AKLIN ŞEREFİNE NOKSANLIK VERİR ZİRA İSTİKAMETİ BİLİNMEDİKÇE BİR KİMSENİN FİKRİNE TABİYET İNSANI TEREDDÜD DE BIRAKIR. Resulullahın nübüvvetindeki doğada ne varsa onu belirlediğidir.
O zaman güneş’ den, aydan, çiçekten, atomdan ne zuhur eder, ne meydana gelirse gelsin. Bunları Kur ’ani şuunatı ilmiye ile açıklamak isteyen kişi bilir ki her şeyin nufusu cüziye(ZE)gibi görünen aslı ziyayı vücut olan insandan meydana geldiğini bu günkü ilimlere mutabık olarak ifade eden boyut zaman kişilere ZEBANİ denir. Mesela; Güneş’ den gelen kozmik ışınlarını aslı ziyayı vücut insandır. Ama kozmik ışın olduğu için zabani benzetiminin bilmediği ilimdir. Açıklayan kişiler basit öğrenim almış kişilere öğretisinden vazgeçirmesi anında o kişinin çektiği eziyet hakikat sözün ona zorluğu ile onu eziciliği zebani tafsifin de gözükür. Tekasür 2.(Kabris-tanı ziyaret edinceye yani onların arasında yatıp ehli kubur oluncaya kadar iyi hal toplamaya gayret ve ilmi hal tahsiline himmet ederek marifetullaha mazhar olmaya çalışın)ki nadan ve cahil kalarak 2.DÜNYA HAYATI veya RED gibi bir muaheze olmaktan kurtulun.Bazen insanlar BENİM KALBİM TEMİZ BEN KALBİME BAKARIM şeklin de kendisini ibadetten alıkoyan bir çürük zihniyete
-5-
sahip çıkmasıdır.Geçmişte büyük zat olarak tanınanların kabirlerini ziyaret makbulse de bunlarla olan isteklerinizi ondan beklemek sizi Allahın rızasını tahsilden geri bırakmasın,bu durumda yalvarışlarınız hakkın rızasından habersizliğinizi ortaya koyar. Çünkü hakiki faili Allah’tır ve Hz. Muhammedi bi hakkın tanımadığından tanıyamaması ve üzerinde bulamamasıdır. Şuunatı ilmiye ile öğrendiklerini kendi yaşantı bedeni üzerinde fizikman görmeleri hal ilmidir. Allah’ı ancak bu ilimle tanımaklığın işte bu marifetullahtır.
TEKASÜR 3.”kella sevfe tealemun”(Hayır ileride bileceksiniz)KELLA Red manasındadır ve tekit için”SEVFE” stikbali tayindir. Burada atayı sıfat(KEF),LAM’ül mevhum ve batıla aks etmiştir. KELLA red ise SEVFE geleceği tayin içindir. RED ile MUAHEZE OLUNANDA ALLAHIN MERHAMETİ İLAHİSİNDE OLDUĞU böylece RED OLAYI GELECEKTE Kİ VÜCUDU HAKİKİSİNİ BULMUŞ OLMASIDIR. Ruhi vücut sabit olduğu için RED olayı mevzubahis değildir.”vel bağsubadel mevt” öldükten sonra dirilme olayı gelecekte değil her an üzerimizde uygulanmakta“halken cedida”her an yeni bir vücut sıfır saniye de zamansız olarak maliksin.Vücudunda eskiyen uzuvlar red edilip yerine yenisi gelmekte .O zaman burada kazanılan unsuri ibadeti vücudumuzdur.
SIR: Şayet bu iktisabi vücudu kazanamaz isek KELLA uygulaması ile“sevfe tağlemun” istikbali tayin için şöyle; ERKANI İSLAMİYET ve AMELLERİMİZİN TOPLAMI OLAN VÜCUT SON NEFESE KADAR
YAPISINI TAMAMLAYAMAMIŞ ise ÖLÜMDEN DÖNÜLEMEMEZLİĞİNDEN DOLAYI, DÜNYA VÜCUDU KENDİSİNİ ÖLÜME TERK EDECEKTİR. SON NEFESİN, SON SIFIR ANINDA RUHİ VÜCUDUMUZ bu kez KENDİSİNİ TAŞIYACAK OLAN 2. veya 3. ve 4.VÜCUT OLARAK KAZANACAĞIDIR. REDDİ OLAYLAR BU ARA KESİMDEDİR. İKTİSABİ VÜCUT TAMAMLANDIĞI AN İNSAN GELDİĞİ YERE ”ruhla birlikte iktisabi vücutla ”CENNETİ ALEMİNE GİDECEKTİR.
“sefve teğlemume”(Hayır ileride bileceksiniz)geleceği tayin ise büyük bir tenbihdir. İşte böyle ENKARNE REDDİ OLAYINDA GELECEĞİNİ TAYİN EDEMEMİŞ yani KENDİNİ ÖTEKİ ALEME GÖTÜRECEK VÜCUDU İKTİSABİSİNİ YAPAMAMIŞ KİŞİLERİN NADİRENDE OLSA MERHAMETİ İLAHİ OLARAK 2.BİR DÜNYA EZİYET ve MEŞAKKATİ İÇİNDE HAYATI YAŞAMASI mevzubahis olur. BU MEŞAKKATİ DÜNYADA, YENİ VÜCUDU ARIZALI OLABİLİR veya GÖRÜNTÜDE SIRTINDA KOCAMAN BİR KAMBUR yada FİZİKİ AKSAKLIK TAŞIYABİLİR.NEDENİNİ KENDİN DÜŞÜN! BÖYLE BİR DÜNYA HAYATINA MEŞAKKATLİ OLARAK GİRMEMEK İÇİN ERKANİ İSLAMİYYE ve AHLAKI İNSANİYE ile ALLAH ve RESULİ ve DÜNYA HAYATININ BİR GÜN SON BULACAĞINI KENDİ KIYAMETİ ÜZERİNDE OLARAK, DÜŞÜNEREK BİR HAYAT GEÇİRMEN KENDİNİ BÖYLE BİR REDDİ OLAYDAN MUHAFAZA EDER.Yani mana ve kitabi değerlere yaslanır ve o yolda bulunursan senin soyut vücudunun isteği yani ruhi vücudun seni ”terahi rütebi” yani KELLA olan reddiyetten onun,kurtaracağını bilesin çünkü Allah böyle bir muahezeyi kendi şanında düşünemez yani bu olayı Allaha mal etme.Kainat kurucusu olarak ruhi ve beşeri vücudunun bütini uygulamaları şu anda kendi üzerindedir.NE YAPARSAN ELİNLEDİR KENDİNİ TANI! KELLA; Hayır demek. RET OLARAK KULLANİYOR RET OLUNMAKLA NE OLUYOR? GELECEK İSTİKBAL TAYİN OLMUŞ OLUYOR. ENKARNE OLAYINI YENİDEN DOĞUŞ şekli ile DÜŞÜNMEMELİ İKTİSABİ VÜCUDU TAMAMLAMA OLAYIDIR. Bu vücutlara KİTABI EBRAR cennette,KİTABI FÜCCAR’ da cehennemde kazandığın vücuda denir. Yerleri soyuti sabitat alem ile somuti aşağıların aşağısı SİCCİYN denen alemi dünyalardır.
TEKASÜR 4.”sümme kella sevfe tealemun” SÜMME, Terahi-i(geri çekilme)rütebidir. RET ömrünü gaflet ve evham ile geçirerek kendisinden ve dininden bihaber olanların zan ettikleri gibi olama-
yacaktır. Yani RET ile geri çekilmedir, ayrıca AHİRETTE BİLE RÜTEBİ YÜKSELİŞLERİ DEVAM EDİYOR.
SIR: REARKARNASYON OLAYLARININ BU OLAYLARLA ALAKASI YOKTUR. KELLA; Hayır-red- tekrar, tekrar-sonra anlamlıdır.
O halde BU YAŞANTIYI SOYUT SOMUT VÜCUTLARIN TEKRAR, TEKRAR veya NEREDE NE ZAMAN GERİ ÇEKİLME OLAYI ve dahi RED OLAYI BİR YAŞANTIYI HAYATTIR. Arzdaki kuvvet olan irade cüz’ iyetleridir (yapıcı güçlerle).Şöyle ki buyrulan ”şuunatı ilmiyyeyye sahip(Muhammedi)şol bir zatki şefeati ile ilk başlangıçta ”evvele merrede” sizi fitratta kıldı”. FATIR bir şeydir ki ondan diğer bir vücudun husulü umulur(meydana gelmesi). FATIRDAKİ YAŞANTI SİZDEN BAŞKA BİR VÜCUDUN ÇIKMASINA ESASTA YARATICI SEBEPTİR. İşte gizli değişkenliklerdeki iktisabi vücutlar. Bunları SÜMME’ de bulabilirsin. İsra 6.”sümme redetnaleküm”bu ayette hem SÜMME hem de RET geçiyor yani “redet naküm”. Burada sümme terahi rütebidir. 2.Defa bu İPTİLA ZOR YAŞANTI SİZE RET OLUNDUĞU VAKİTTE gibi anlam verilmiştir. Kehf ”sümme yüreddi ila rabbihi”(sonra o rabbine red olur) anlamın da buyrulmuştur. Bunlar RABBİNE RED OLUNANLARDIR. SOYUT ALEMDEN DÜNYAYA GELİRKENDE ÇEŞİTLİ ÇEKİM GÜÇLERİ ile GERİ ÇEKİLİP KORUMA BABINDAN BİR MEKANDAN DİĞER BİR
MEKANA RED EDİLDİĞİMİZDİR. Misal; Baba belinden anneye veya REDDİN GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE
-6-
BOYUTTAN BOYUTA TEKAMULÜ, olaylardadır. GERİ ÇEKİLME OLAYI, ROTA DÜZELTMESİDİR!
Tekasür 5.(eğer ileride bilseydiniz ba’as olunacağınızı)kaçıncı dirilmeyi gibi. Zaten insanlar ölüm kalım arası şu hayatiyeti devam ettirir. Her nefes alış bir hayat, her nefes veriş bir memat ölülük olayını uygular. Alternatif elektrik akımı gibi gösteriştedir. Ayette ”LEV” Şek şüphe aynı zamanda ikiliktir. Bir saniye evvelki vücudun şimdi nerdedir? Ölüm ve dirilmeye uğradığı aşikardır. ESKİ VÜCUT NEREYE RED OLMUŞTUR? ASLINA! ASLIDA DOĞA MALZEMESİDİR. Ruhi vücut ise onun da geldiği yere doğru ilerleyişi ve ilahi aleme vuslata çabasıdır.Bir hadisi şerifte ”esselatı miracul müminun” (namaz müminin miracıdır)gibi anlam verilmiş. Aslı insan ilahi alemden ayrılıp arza doğru gelmesi ile miraç olayımız başlamıştır çünkü yönü ve gideceği yer ve alemi Allah alemidir. Yalnız amel ve itikat ile kazandığı vücudu yani dünyadan kazandığı cennet-lik vücudunu(vücudu muktesebe) uruç ettirir. Fakat şu fizik beden vücud mevhibesini (hibe-hediye edilmiş)toprağa intikali ile bu alemle ruhi vücudun katı alaka etmesi alakasını kesmesi icabı hükümdür.Bu olayları ilmen bilemezsiniz hep şek şüphe imtinağ(çekinme) üzerindesiniz . BEŞERİ VÜCUDUN TOPRAĞA REDDİ RUHİ VÜCUDUN ise İKTİABİ ile İLAHİ ALEME RET gibi YÜKSELİŞİ (urucu)ancak İLİMLE OLUR. Bu şek ve şüpheden ilmen kurtularak “letevünnel cahiym”e ulaşırız.
TEKASÜR 6.CAHİYM’de CİM havayici zarururiye, HA fazlı tekvini. MİM harfinin şuunatı ilmiye harfi ile Muhammedi nur olan yaratılan insanı da kapsar. Bu nuriyat yapı babaya gelmeden evvelki soyuti halinde bedenini somutlaştırana kadar icracıdır. Onun için CAHİM’ deki MİM risaleti peygamberidir, sıratı mustakiymden ibaret,risalet harfidir. Risalet dünyevi ve ümmet topluluğu Hz. Muhammede risalettir. Bir insanın nereden geldiğini nerede olduğunu ve nereye gittiğini Muhammedi risaletle bilmiş olur ve bunu bilmedeki yakıcılığın yapıcılığı cahimi tasvir
eder. CAHİMİ olaylardan geçip cenneti alemde kendisi ile tekraren buluşmamız için ne hikmetse bu cahimi olayın bilfiil bizlerle olduğudur. CAHİM zahiren ateş manasında olup bir işin kesbi vehamet eylemesi ateş gibidir.İşinizde elbette cahim tarafı görür ve sakınırız. Cahiymi herkes cehennem olarak duymuş bilmiş. Elbette işin hakikatini anlar ve mesleğinizi cahimle görürdünüz yani meslekten maksat dinde öğrenmiş olduğunuz ilmi kazancınız dini mesleğinizdir.Ne yazık ki bu hakikate erişemeyenler Cahimdedir yani cehennemi üzerinde taşır ayrıcada gelecekte bekler dururlar.KELLA REDDİYETİ bu cahim olaydan kendimizi kurtarmakla RED ile MUAHAZA OLMAYACAĞIMI-ZIN DELİLİDİR.İşte cahimi de anlamış olduk.
Bir düşüncenin insan beyninde mihraklaşmasındaki İlhami bir faziletin yaratılış güç dengesinde olaylara hakimiyetinizle CAHİM kelimesiyle fazlı tekvini(HI harfi:kainatın kuruluşuna sebep olan ilk insan ziyayı vücutlar)yaratmaz.Cahim ateşi bir güç ise muhakkakki yaratıcı güçtür.Bunu havayici beşeriyenize(CİM-insanın zaruri ihtiyaçları)izhar ederiz yani insanın soyut ve somut alemde ne varsa hepsine olan ihtiyacı demek.Bu ihtiyaçları fazlı tekvinimizle kendimiz yaratma ateşin gücümüzle onları hazırlardınız demektir.(yemek,içmek,kadın..)Soyuti alemden arza yani esfele safilin olan yer küreye gelirken kozmik ateşin ışınlar yapıcılığında kendiniz hazırladınız. Eşinizi bile bir dualite olarak fiziğin belirsizliğinde kendiniz, kendinize hazırladınız. Mesela; Fasulye insanın ihtiyacı ise güneşin mahsulu ve imalatıdır güneş enerjisinde aslı fatonda deseniz kuant altı elif noktası olarak ziyayı vücut insandır.Fasulye ziyayı vücut insan enerjisinden meydana gelmiştir. Yalnız sana kısmet gibi görünen fasulyeyi senin kendi ziyayı vücudun yapar. Senin görünmezde ki çekim gücün o fasulyeyi tekraren size nasip kısmet eyler.Bu olayları hazırlamadaki kesbi vehametin ateşi onun yakmazlığı cahimiyettir.Bu ilimde şu’ unatı ilmiyedir. Yani güneş aracılığı ile gelen ziyayı vücut insanın arzda kendini has düzenlediği oluşumları bilmek ancak bu ilimledir. Cennette cehennemde insanın üzerindedir yeter ki farkına varalım.
TEKASÜR 7.Cahimi olaylar içinden geçerek dünya vücudumuzu kurguladığımız bize cahimi olayın bahşi yani ruhi vücudumuz bu beden içinde dünyada red gibi(red değil)bulunuşudur. Ayette SÜMME “terai-i rütebi”yani DÜNYADAN GERİ ÇEKİLEREK CENNETİ ALEM DE BULUNDURULUŞUNU RED GİBİ BİR TERAKKİ OLAYI OLARAK BELİRLEMEKTE.RUHİ VÜCUDUMUZ DÜNYA DA KAZANDIĞI VÜCUDU MUKTESEBESİ İÇİNDE yani TAŞIYICI VÜCUDU İÇİNDE ÖTEKİ ALEME IŞINLANACAĞINI BİLMİŞ OLSAYDINIZ AMEL ve İTİKADINIZ SİZİ BİR İLMİ YAKİNE“İSAL(gönderme)EYLERDİ.
TEKASÜR 8.”letüs elünne” hesaba çekilmede 3.derecedeki RÜTBE olarak KABUL EDER ve bu RÜTBELERİ KENDİ ÜZERİNDE BULUR. Lamül kitap-vesile—akıl vasfımız bizim üzerimizdeki beşeri vücudumuzun soyut denge üçlüsüdür. Onun için ruhi vücudumuz beşeriyete gelirken KİTAP ve NÜBÜVVET anlamlı RÜTBELERİ ile ışınlanır. “teaküsün” çarpışma ve aksetmesi “letüselünne” deki hemze ELİF’ in beşeriyetidir. Yani ruhi yapı beşeriyet şekli içinde gözükmüştür. FİZİK BEDEN İÇİN HARCADIĞI ZAMAN “yevmiddiyn” DİN GÜNÜDÜR. Anasırı Erbaa olan 4 toplu maddeden gelmiş, şu
-7-
vücut yaratıcı güçle nübüvvete ermesi din tarifindedir,DİN budur. LETÜSELÜNNE’ deki “rütibi selese” yani 3 mevaiki yaşantısı vardır.1-LAMÜL KİTAP,2-LAMÜL VESİLE,3-LAMÜL AKIL bunlar sahifeyi istiğdatlardır. işte bu istidatlar meleküti soyuti olup ervahi alem ruhi vücut menşeğlidir yani ruhi vücudu maddeyi soyutiyeleridir ve beşeri vücudumuzla tasarruf eder. Esasta bunlar 10 boyutludur. Böylece ”rütübü selese” anlamlı rütbeli veya bir diğerlerin soyuti alemden beşeri aleme RET gibi gönderilişini 3.derecedeki SÜMME RET kavramı ile belirlemiş oluyor. SİN(soyut insanların ruhi alemdeki topluluğu) Melekütiyetül insaniye = beşeriyetül kitap nübüvvet ile teaküs eder,ruhi vücudumuzdur.Arza gelerek beşeri bir anatomi vücut içersinde saklı yapısı vardır,bu yapıya beşeriyetül kitap denir.Ayrıca nübüvet ile teaküs(çarpışma)eder.Nübüvvet soyut alemdeki Hz.resule ümmet olarak ervahi alemdeki ilk bulunuşumuz resulun bu boyuti toplulukla bulunuşu onun nübüvvetidir. Risaleti ise beşeri topluluğudur.
Yine şöyle buyruluyor ”ama defi tabiğ gibi(dışkı çıkarma)şeylerde de bir ferah asarı müşahede olunur. Asar,talğa muvafık gelenler maneviyattandır” Ter,defi tabi(dışkı)ve omurilik şeklinden çıkan madde gibi hevayı nefsaniyenin havayicin ihtizazı ile olan riayetler uyumlar)işte bu anlatımlarda HAYATİ OLUŞUMLARA OLAN BAĞIMLILIĞINI ve ASARI HAYATIN NERELERDE VAZİFE BAŞINDA KAZANILDIĞINI bizlere BERD’İ KEYFİYETLERDE MÜJDELER.Bunlar REDDİYETTEKİ HAYATİYET-LERDİR.Omurilik SPERM OLUŞUM oradan RED gibi BEŞERİYETE İNTİKALLE HAYATİYET UYGULAMALARIDIR. İşte bunların ferahlığındaki bedri anlayışlar devamıdır. Oraya gidenlerde ARINMIŞ OLMALARI ile ORADA BULUNACAKLARIDIR.RAHATI HAYAT BURADA YOK GİBİDİR. BU AZABI MÜŞFİKUNLARI ÇEKEREK TEMİZLENMİŞ OLARAK CENNETİ ALEME yani GELDİĞİMİZ ALEME URUÇ EDECEĞİZ. İnsanın BABA BELİNE IŞIK HALİNDE KOZMİK SEMAVİ KATLARI GEÇEREK HİS ETMEDİĞİNİZ YAŞANTIYI VÜCUDA GETİRECEKTİR. Yine “ta’rücül melaiketi”vasfı ile arza geliş haricinde birde BEYYİNE 1.”hatta teatiyehümül beyyinetü” atayı sıfatta bir semere intaç edememesi o şeyde kevnuniyet münadem olduğundandır” buyrulmuş. BİR BELGE OLARAK ARZA GELEMEYENLERİDE UNUTMAMAK LAZIM. ALLAHIN KENDİSİNE VERMİŞ OLDUĞU (ita)ORACA(soyuti)ATAYI SIFAT KEYFİYETİ KEMİYETLERDE BİR VÜCUT ESERİNİ DÜNYADA MEYDANA ÇIKARAMAMASI, o şeyde DÜNYADA YAŞANTI HAYATİYET VÜCUDİYETİ ONDA OLMAMASI ZARURETİ ÜZERİNEDİR. Buna”KEVNUNİYYEN MÜN ADEMDİR” buyrulmuştur.YEVMÜN’ de her ne kadar gün olarak verilse de biz bunu “melaikenin tağrucün” de buluyoruz. Melekat vasıf soyuti ruhi ademi insanın yükselişe yani uruca müstait olduğu gün yani oradan yer küreye gelmeye yöneldiği anki, tağrücül melekat yönünün ayetteki VERRUHİ İLEYH keyfiyetine döndürnmüş oluyor.
Toprağa konmuş tohum bir nevi mezara girmiştir orada tohumun aslı ölmüştür. Ölenin yerine ölen tarafından iktisabi vücut kazandırılarak aynısı değil bir benzeri toprak tarafından ret edilerek LEVİTASYON gibi ters KELLA itmesi ile(yukarı çıkış uruç)yükselmiş oluyor bu KELLA kavramı Kuranı hükümde RET anlamındadır. RED gibi GÖZÜKSEDE ASLINDA GELECEĞİ TAYİNDİR. Cenabı Hak arzdan size nebaat çıkarır, arzdan ihraç yolu ile çıkan ve bu vasıta ile vücuda gelen eşyaya NEBAAT denir yani LEVİTASYON. Bu demektir ki arzda ne varsa arzların meydana getirdiği şeylerin hepsi insanın vücuduna gelip bu vücudu devam ettiriyor.”arza size iade eder” yani olay ÖLDÜKTEN SONRA ARZA ŞU TOPRAK SU KARIŞIMI KILIF ELBİSE BEDENİMİZİ GERİ İADE EDER.İADEDE RET gibi LEVİTASYON OLAYIDIR. Yalnız İADE OLAN RUHİ VÜCUDUMUZ DEĞİLDİR OTLAR YİNE BİTER. İADE BEDENİN ASLI DOĞA MALZEMESİ OLDUĞU için FİZİK BEDENİMİZ TEKRAREN ARZDAN NEBAT OLARAK ÇIKAR yani ”Nebat ile SİZİ ARZDAN İHRAÇ EDER” demektir. Neden bu İHRAÇ ve İADE? AYETTEKİ ”SÜMME” KAVRAMINDAKİ TEKRAR TEKRAR”KELLA” RET YOLU İLE ENKARNE EDİYOR. Ne büyük bir devri daim ve görünmez denge. Demek ki doğada ne görürsen bunların aslı ve esası ziyayı vücut insandan ibaret olduğudur. İşte bu Adiyat 2.deki yaratıcılık olayında ki güç ve kuvvetin madde ve anti maddesinin insanda vazifelenmiş ve foto insan olmuş.
“Nitekim toprak takazayı halikiyete mazhar olup gayip aleminden ahz edip,alemi şehadetle izhar eder ve alemi şehadetten ahz edip ademe nakl eder” buyrulmuştur.0 ZAMAN GELECEKTE YOK OLMA-NIN ÜRÜNÜ OLARAK GEÇMİŞTE YARATILDIĞIMIZI GÖRÜYORUZ.Bu ne hesaptır ki doğrudur.Bir düşün! Kaç yerde ölüp kaç yerde yaratılıyor ve ölümden hayat buluyoruz. Yok olmanın ürünü var olmak (hayat) oluyor.Yani gelecekteki ölüm olayı ile yok olacak vehmindeyiz,halbuki bu ölüm olayı bir ürün meydana getiriyor bu ürün bir vücut demektir.Frof.Hans ”LEVİTASYON TOPRAKTAN BİTME, HAVALANMA demektir.Buda bize HAYAT VERİR.MEZARDAN DİRİ, DİRİ ORTAYA ÇIKAR. LEVİTE; YÜKSELME, BİTKİ TOHUMUNUN TOPRAKTAN SÜRGÜN VERMESİ, BAHARLA BİRLİKTE YENİDEN YARATILIŞA YÜKSELME, BİTKİNİN TOHUMDAKİ GENETİK BİLGİNİN(ENFÜS)VE PARAPSİKOLOJİK PARANORMEL HAVALANMA” demiştir.Bu bir uruç ve ihraç olayıdır,bir yerde TOPRAĞIN TOHUMU RET ETMESİDİR. ÖLÜDEN DİRİ OLAYIDIR. TOPRAĞA KONMUŞ TOHUM BİR NEVİ MEZARA GİRMİŞTİR ORADA TOHUMUN ASLI ÖLMÜŞTÜR
-8-
ÖLENİN YERİNE ÖLEN TARAFINDAN İKTİSABİ VÜCUT KAZANDIRILARAK AYNISI DEĞİL BİR BENZERİ TOPRAK TARAFINDAN RET EDİLEREK LEVİTASYON gibi ters KELLA itmesi ile (yukarı çıkış uruç) yükselmiş oluyor bu kella kavramı Kuranı hükümde ret anlamındadır. Red gibi gözüksede aslında geleceği tayindir.
Ara bölge olan esiri alem yani bahri mescuri yani tampon bölgeden bahsedelim.SOYUTTAN SOMUTA ve SOMUTTAN SOYUTA GEÇİŞ var.Ya SOYUTTAN SOMUTA GEÇEMEYEN ENKARNE olan REDDİYETTE Kİ İNSANLAR?CİSİMLER EVRENİNİ ÖTEYE ŞEKİL DEĞİŞTİRMEDEN KAÇIRMAYAN ÖTEDEKİ yani ERVAHİ ALEMDE Kİ VARLIKLARIDA yine ŞEKİL BOYUT DEĞİŞTİRMEDEN BU KEVNİ SİSTEME KAÇIRMAYAN ESİRİ ALEM dediğimiz BAHRİ MESCURİ ARA BÖLGEDİR.CİSMANİ BEDEN VARLIKLAR BİR KUVVE ve GÜÇ OLARAK BAZEN MADDİ TANECİKLER BAZENDE MELEKAT SOYUTTURLAR.Bunların ESRARI UNSURLARINI KUR’AN NAR ve NUR İFADELERİ İÇİNDE TARİFLER. Yani NAR ve NUR PARÇACIKLARININ bir özelliğide YARILARI TAKYONİK, YARILARIDA TARDYONDUR. Yani BU NARİ NURU PARÇACIKLARIN YARILARI + DEĞERSE DİĞER YARILARI –DEĞERİ TAŞIRKİ SOYUT ve SOMUT ALEMİ GEÇİŞTE ORALARA YARI ÖMÜR DEĞERLERİ ile UYUM SAĞLAYIP VARLIKLARINI SÜRDÜREBİLSİNLER(olayı üzerinde düşün melekattın şimdi beşer oldun) Melekatken “tağrucu” uçucu idin beşerken dünyada kalıcısın uçman için 2.bir melekat vücuda iktisabına ihtiyaç duydu. Bu 2 sıfatiyet yani SOYUT SOMUT VARLIKLAR KENDİ ARALARINDA ALLAHIN VARLIĞINDA İŞ BİRLİĞİ YAPMAK ZORUNLULUKLARINIDA ÜZERLERİNDE TAŞIR. AHİRET yani SOYUT EVRENDE MELEKAT iken senin ENERJİN NUR, DÜNYA ve BEŞER ALEMİNDE ise NAR idi.Nara ateş diyenler de var yalnız bir ilahi koruma ve atfetme olayı içinde,nar yani ateş enerjisi cenneti alem melekat alan için sanki ALLAH KATINDAN RED EDİLMİŞ HARAM gibi O ALEMDE ATEŞİ GÖRMEK YASAKLANMIŞTIR. ORAYA GEÇEMEZLER çünkü ENERJİ HAKİMİYETİNDEDİR ORALARI. Onun için AZABI VAKİ ancak DÜNYA YAKICILIĞINDAKİ NARİ ENERJİ AŞK ATEŞİ bile olsa BİZLERİ AZABI ile YAKTIĞI yinede UZLETİ TATLILIĞI İLEDİR. CEHENEMİN VARLIĞINI BU YAŞANTI BEDENİMİZDE ve YER KÜREDE BULUR. 2 SOYUT DEĞER CİSİM ARASINDA yani MELEKAT YAPILARDA ASLA ATEŞ YOKTUR, NUR KUCAKLAMASINDADIR.
SIR: Örneğin İLAHİ ALEME UYGUN OLMAYAN ve GERİSİN GERİYE DÜNYAYA RED EDİLEN VÜCUTLARDAN HABERİN OLSA İDİ?
Tekasür süresi içeriği yani reddiyeti bildirdiği halde alan ve mekanına göre habersizliğin ne garip ki dünya nizamını hemence devam ettirdiğin acaba bir korumamıdır? Tekasür 3.”kella Seyfe tealemun” ve teraki rütebi ile”sümme kella Seyfe tealemun” yani uhrevi vücudunu oraya yakışır,orada hakikat vücudunu dünyadan kazanmak durumu ile ölmüşlüğün ile ahirete intikal eden kendini tamamlamadığın vücudun gerisin geriye dünyaya red edilişi hatta tekrar ve tekrar ”sümme” kavramı ile red ediliş ilmi sağdatça istikbalini geleceğini yeniden temin etmekle 2.bir dünya yaşantın geleceğini temin içindir yani ilahi alemdeki oraya uygun vücudunu yapmamış isen bu reddi yapıcılıkla (red diye düşümnme bu bir yapıcılıktır)kazanacağın ahiret vücudu ilahi alem ve mekanda vücud olarak belirlenecektir (bu yazılanların rearkarnasyon ile hiç alakası yoktur).
SIR: İşte bu sırrı ilahi gizem içinde bulunduğumuz halde habersiz oluşumuz bu ilahi bir korumadır yani şayet oraca bir azap varsa reddiyetinle azaptan kurtulmuş olursun yeni yaptığın vücudla.
Kehf 37-4. “..sümme sevvâike recüla”, (Sonrada seni düzgün bir adam kılığına getiren). Buyrulan “sonra sana bu akıl ve ilmi bu vücudun ile ihsan ederek seni bir adam yaptı” Yukarda ki ve bu ayet deki “sümme ”kelimesi bizi düşündürür. “sümme” tekrar, tekrar manasında olup, insan hayatında “teraki rutebi” TEKRAR GERİ DÜNYAYA DÖNMEKTE VARDIR. ERKÂNI İSLAMİYYE UMDELERİ İÇİNDE BU ÖMRÜ GEÇİRMEN SENİ TERAKİ RUTEBİYE KATİYEN UĞRATMAZ.
Bu ayet RABLIĞIN FEYZİNDEN YARARLANAMIYARAK SUFLİYET (dünya) ÂLEMİNDE KALAN KİMSELERİN “SÜMME”leridir. Kıyame 31-32. “fela sadeka vela sallâ velakin kezzebe ve tevella”dır (tasdik etmedi, namazda kılmadı-ancak yalan söyledi ve yüz çevirdi). “BU MAKAMA VASIL OLMAYAN ve ÂLEMİ SÜFLİ-YATTA FEYYAZI MUTLAKTAN TERAKKİ EDEMİYEREK TENZİLDE KALAN ADAMLAR TASDİK EDEMEDİLER”. Yani GÜNEŞTEN İLAHİ ALEME GEÇMEYENLER TENZİLDE KALIP DÜNYAYA RED EDİLENLER. Anlıyoruz ki kur’ani hükümlerin hakikat ledüni anlamları ile dursak bilinmeyenler bizlere aşikâr olur. Bizce anlayışları şöyle ki “sümme” kavramı REDDİYET DEĞİL İNSANIN GELECEĞİNİ YENİDEN TAYİNE VESİLE OLUŞU HAKKIN HİMAYESİ OLDUĞUDUR. İlahi aleme geçecek VUCUDU MUKTESEBE MAKAMINI KAZANANMIYANLAR yani BU MAKAMA ERİŞEMEYEN KİMSELER. DÜNYACA BİR ÖMRÜ YAŞADIKLARI halde, AHİRET VUCUDUNU KAZANAMAMIŞSA! Şayet varsa! CEHENNEMDE YANMAK İÇİN DÜNYAYA GERİ GÖNDERECEKLERİ. YENİ BİR ÖMÜRLE AHİRET VUCUTLARINI KAZANMAK İÇİN “sümme” KAVRAMINDA TENZİLE UĞRADIKLARIDIR.
SIR: Şöyle ki ÖLÜMLE DÜNYADAN AYRILAN KİMSELER, İKTİSABİ VUCUTLARI İLAHİ ÂLEME YARAŞMADIĞI İLE BU VUCUTLARI ile GÜNEŞE KADAR GİDİYOR. Düşün, İNSANKİ GÜNEŞE KADAR GİDİYOR, GÜNEŞTEN ÖTEYE İLAHİ ALEME GEÇEMİYOR. Maksat GÜNEŞTEN ÖTEYE GEÇEREK İLAHİ ALEME KAVUŞMAK. TENZİLE UĞRAYIP
-9-
BAŞKA BİR BEDENLE DÜNYAYA DÖNÜYOR. Buradaki hakkın maksadı cehennem dediği ESFELE SAFİLİN denilen AŞAĞILARIN AŞAĞISI OLAN DÜNYAYA GERİ DÖNÜŞLERDİR. İSTİKBALLERİNİN TAYİNİ İÇİNDİR. Sebebi ise, ERKANİ İSLAMİYYE ile MANEVİ VUCUD KAZANAMADIKLARINDAN DOLAYIDIR(bu anlatım rearkarnasyon değildir yanlış anlama).
“GÜNEŞTEN ÖTEYE GEÇECEK OLAN ve İLAHİ ÂLEMDE EBEDİ HAYATA KAVUŞACAK OLAN İNSANI BELİRLEYEN ayet yine Kıyame 30’da “ila rabbike yevmeizinil mesak”,(O gün dönüş rabbinedir). Mealen ”o gün rabbinin yanına sevk olunacağı gündür”. Meali anlatım o gün diyor ama hangi gün? Belli değildir. Onun için biz bu ayeti kerimeye buyruk ile anlamlara giriyoruz. Buyrulan ”Burada şey’iyetin müntehası feyyazı mutlaktan tamamıyle feyyazı mukayyedeye varid olan. Ru-bubiyyetin asar ve hâsılatından husule gelen MESAK burada VUCUDU MUKTESEBENİN NİHAYETİDİR. “Şey’i vahid inkisamı kabul etmez bir hakikat ferddir”. O günki günde külliyeyi Muhammediyenin (SAD), Müstevliyeyi mütesaddıkası(ZEL-vücudu ışık vücut olarak her yerde bulunan insan), olan zata müntehaki oda rabbil erbab olan eceli ve ağladır. Onun terbiyesi ile vucud ve subuttaki şey’iyet orada tekarrür eder. Gayre tecavüz ve inkisamı kabul etmez” buyrulur.
İnsan alahi âlemde vardı. Hakkı bilmek ve onunla olmak için kemiyeti keyfiyeti birlikte olmak üzre cenneti âlemden güneşe sevk edilişimizle. Güneşte ziyayı vucud olarak bulunduk. Ne demek bir düşün! Ta ilahi âlemden güneşe gelmek için zaman ve mesafe aynı zamanda hız meselesi bizi çok düşündürüyor. Şöyle ki dünyadan, yakın komşu galaksiye gidebilmek için milyonlarca ışık hızı bir süratle gitmek belki vardır ama ne garip ki ömrü beşer bile kâfi gelmediği bu günün hesapları içindedir. Ne güze lki ilahi âlemden güneşe gelmişiz. MANA DEĞER OLAN VUCUDUMUZ BOYUT DEĞİŞTİREREK GÜNEŞ DE ENERJİ BEDEN ZİYAYI VUCUD ATAYI ESMA OLARAK HAKKIN BÜTÜNİ CANLI İSİMLERİNİ ONU TEMSİLEN ÜZERİMİZDE BULUNDURARAK GÜNEŞE GELMİŞİZ. BU GELİŞİMİZ”OL” EMRİ gibi BİR HIZLA OLMUŞTUR. Şayet ışık hızı ile gelmiş olsaydık bu hız gelişimizde kağnı hızı bile olamazdı. Şimdi düşün bu hız nedir? “Feyekün” emri ile hemence olmuştur. Maksat dünyada bulunmaktır. GÜNEŞTEN AYA, AYDAN DÜNYAYA IŞINLAŞINIMIZ ŞU’UN ZATLIĞIMIZA VABESTE olmuştur. Bu GELİŞDE HER AN ÇEŞİTLİ VUCUDİYETLER KAZANARAK iktisabımızla baba beline ışınlandığımızla oradan hussiyelere inerek meni boyut ufacık insan olarak bulunuşumuz. Babadan anneye intikal ile âdemi vasıf insan olarak annede vucud kazanarak dünyaya teşrif etmiş olan insan! TEKRAREN ölüm nedeni olarak GERİ DÖNECEĞİMİZ BİR VUCUD MUKTESEBEYİ KAZANARAK İLAHİ ÂLEME DÖNECEĞİZ.
Yine şöyle buyruluyor”ama defi tabiğ gibi(dışkı çıkarma)şeylerdede bir ferah asarı müşahede olunur. Asar, talğa muvafık gelenler maneviyattandır”. TER, DEFİ TABİ(dışkı)ve OMURİLİK ŞEKLİNDEN ÇIKAN MADDE gibi İHEVAYI NEFSANİYENİN(nefsani) HAVAYİCİN (ihtiyaçlar ihtizazı ile olan riayetler uyum-lar)işte buanlatımlarda HAYATİ OLUŞUMLARA OLAN BAĞIMLILIĞINI ve ASARI HAYATIN NERELERDE VAZİFE BAŞINDA KAZANILDIĞINI BİZLERE BERDİ(vucudun mana ve maddesine bürünüp görünmesi) KEYFİYETLER DE MÜJDELER. Bunlar REDDİYETTEKİ HAYATİYETLERDİR. OMURİLİK SPERM OLUŞUM ORADAN RED GİBİ BEŞERİYETE İNTİKALLE HAYATİYET UYGULAMALARIDIR. İşte bunların ferahlığındaki bedri anlayışlar devamıdır.ORAYA GİDENLERDE ARINMIŞ OLMALARI İLE ORADA BULUNACAKLARIDIR.Rahatı hayat burada yok gibidir bu azabı müşfikunları çekerek temizlenmiş ola-rak cenneti aleme yani geldiğimiz aleme uruç edeceğiz. insanın baba beline ışık halinde kozmik semavi katları geçerek his etmediğiniz yaşantıyı vücuda getirecektir.
Kehf 36. -1”vemâ ezunnüssâate..”,(Kıyametin kopacağınıda sanmıyorum). Buyrulan“Ben kıyametide kopar zan etmiyorum”. Bu adam hasetliğinden kinaye hiç ölmeyecek gibi tutumu ile mal sahibi oluşu düşüncesi ile kıyametin kopacağınıda zannı ile ifade ederek, inanır inanmaz hali içinde kıyameti kabul etmediğidir. Hasetliği yüzünden kendine dönüp hiç bakmadığı belli oluyor. Bir düşünmüş olsa her an kıyameti üzerinde yaşıyor. Verilmiş bir ömrünü tüketmesi ile ömrünün kıyametleri kopuyorda haberi bile olmuyor. İlmi ledün anlamı ile kıyameti yazarsak, İLAHİ ÂLEMDE vardım, CENNETİ ÂLEMDE, ÂDEMİ VASIFTA idim. Bu VASFIMKİ, DÜNYACA HER ŞEY Bbundan BELİRLENECEK idi. CEMİĞ EŞYANIN RUHU MESABESİN DE idim. Benki cenabı hakkın evvel kudretinin belireni idim. Halkıyyet, keyfiyeti belirlenmem ki her şeyden evvel, olmakla dünyadaki vucudum her şeyin sonudur. İşte bu belirlediğimiz hal cenneti ilahi vasfım idi. Bir emri ilahi ile“hepiniz yeryüzünde cem olunuz”hitabına uyumla. Yer kürede sırası gelen geliyor.
Kehf 36.ayet -2. “..velein rudidtü ilâ rabbi..”, (Böyle olmakla beraber eğer rabbime döndürülür-sem). Buyrulan“Eğer ben rabbime red olunursam veya döndürülürsem”. Burada haset kişi ister istemez yine rabba dönüşü kabul ettiği belli iken, ayette ret kelimesi var. Buda dünyadan ret olunmakta düşündürücüdür. Bizce AHİRET VUCUDUNU DÜNYADA KAZANAN ZATLAR KATİYEN REDDE UĞRAMAZ KENDİ BELİRSİZLİĞİ İÇİNDE ANI VAHİDE İLAHİ ÂLEME DÖNÜŞÜNÜ SAĞLAR. İlahi âlemde özel olarak gelen bir keyfiyyeti zat var. Kim olabilir? İlahi alemden özel olarak gelen bir ketfiyeti değer
-10-
vücut var! Bu gelen“Atayı sıfat ile müstağmeldir”. ATAYI SIFAT İLE KULLANILAN, KULLANMIŞ BİR ZAT OLMALIDIR. Bu zata Hakın itası olan sıfatla, bu zat kullanılacaktır. Yani kendini belirleyecektir. Bu gelende “Risalet yoktur, mürselattan bir resule tabi değildir”. Çok acil bir keyfiyet ki, ilahi âlemden resuli değerle gönderilen peygambere tabi değildir. Kim olabilir? Risaleti yok resullere de tabi değilmiş. Bir özel şahıski şey'etül sübuttan yani ilahi sabitat âleminden şey'etül vücuda yani dünyaya vücud olarak gelişinde kendini ancak kendisi tarif edecektir.
SIR: BUNLAR Kİ! DÜNYAYA GELİP İLAHİ ÂLEME GÖÇ ETTİKLERİ HALDE TEKRAR DÜNYAYA TEŞRİF EDEREK İR-ŞATLARI İLE HAKİKAT LEDUNİ İLİM KENDİLERİ OLMAKLA, HALKI GİZEM ve GİZLİLİĞİ İLE BU İLİMLE İRŞAT-DADIRLAR. Mercu insanların risaleti yoktur. İşte bu TEKRARİ GELENLER RESULİ DEĞİL BİR RESULEDE TABİ DEĞİLLER. HAKTAN ALDIKLARINI KENDİLERİ İLE HALKA ANLATIRLAR. Bu özel şahıslarki dünyaya ikinci gelişlerinde mürseline tabi olmadıkları ile resulde değildirler. İkinci gelişlerinin hükmü iledir.
Bu keyfiyyeti takdirin acil bir yaratma sanayi olduğunu örneklersek. Musa ile Hızır arasında herkesin bildiği bir olay vardır. Hızır, Musa As.’a sesleniyor “-Sen ulul azim bir peygambersin. Senin şeriatın ve bir kitabın vardır. Fakat ben sana her zaman ve mekânda tabi olamam. Ben de açık bir sanayinin sun'u vardır”. Hatırımda kaldığına göre bu anlatımın kurandaki ayeti kerimesi ise, ''.. ve keyfe teskiru bima..” dir. Muhammedi ahkâmın manası bizimledir. Yine Hakka suresi 13. ''Feiza müfiha fissuri mefhaten vahidetün''ayetidir. Mealen''Sur birinci defa nef olunduğu zaman arz ve dağlar yerlerinden kaldırılır'' şekliyle zahiridir. Daha önce yazdığımız''O günkü günde cenabı hakkın muradı vardı. Unsurlara sesleniyor. “KIYAMA KALKINKİ FİZİK BEDEN KURULSUN!” Şekli izahlarını bir kere daha okursanız anlaşmamız yerinde olacak ki şimdi yukar ki ayeti kerimede de bir sur üflenişi tekilliği vardır. Sur borusu üfürülüşü unsura kıyam manasına geliyor. Hocalar “sur borusunu İsrafil peygamber üfürecek, herkes mezarlarından dirilecek, canlanacak” şekli tarifleri vardır, hakikat meçhuldedir. MADDELERE UNSURLARA KIYAMİ SESLENİŞ ki işte yukarı ki ayette bu husus belli oluyor.
Sur bir nida sesleniş ise İNSANİ KURGUNUN BİRİNCİ EZELİ ve İLAHİ ÂLEMDE BAŞLADIĞI ile BİRİNCİ SESLENİŞ UNSURLARA idi. Ayette de “arz ve dağlar yerlerinden kaldırılır” denmesi, arz ve dağlarda ilahi alemin unsuru ilkiyeti idi. Sonra DÜNYADA SOMUT DAĞ ve ARZ OLDU. Demek oluyor ki surun seslenişindeki emri kıyam ki, unsurlar. Şu FİZİK BEDENİ MADDE OLARAK KURMASININ BİR NEVİ TARİFİ HAKİKİSİ OLUYOR. Surun birinci ilkiyet seslenişindeki kıyamı böyle anlarız. Yoksa Allah teâla adeti ilahisi olan bir yarattığını bir kere daha yaratmadığıdır. Onun için MEZARDAN AYNI VÜCUDLA KİMSE KALKAMAZ.
SIR: VÜCUDU MUKTESEBE OLAYLARIN DEVAMINI BAŞKA VÜCUDLARLA SAĞLADIĞINI çok yazdık. BEŞERİ VÜCUD ve BEŞERİYYET taa “mesak ”VÜCUDA KADAR. BOYUT ve VÜCUD DEĞİŞİKLİKLERİ ile ancak ALLAH’ IMIZA VUSUL EDECEKTİR. Bir anlam ki fizik kaidesi olarak GERİ TEPME OLAYIDIR. Buda (sonucun sebebe) tesiridir.
Kehf 87.”..sümme yüreddü ilâ rabbihi..”,(sonra rabbine döndürülür). ”Sonra o rabbisine red olunurda” buyruğundaki RED kelimesi çok vahim bir yaşantı olayıdır. Kur’ani“sümme” kelimesi “tekrar ” anlamı taşır. Ayrıca “sümme teraki” vardır “tekra, tekrar” çok kere red edilişi kur’ani bildirilerdedir. Ayeti delil ki “sümme redetna esfele safilin” yani “sonra onu gelecekte esfele safilin denen cehenneme red ederiz” anlamı yanında, esfele safilinin anlamı “aşağıların aşağısı” anlamı ile dünyaya red ederiz de reddiyetlerdendir.
SIR: Demek oluyor ki DÜNYAYA GELMİŞ, BİR HAYAT YAŞAMIŞ ZALİM KİŞİLERİN ÖLDÜKTEN SONRAKİ AZABI, TEKRAREN DÜNYAYA GELİP CEZALI BİR HAYAT YAŞADIKLARI KUR’ANİ REDDİYETLERDENDİR. Bu reddiyetlerden ilahi bir maksatta vardır. ALLAHIMIZIN RAHMANİ VASFI, ACIMASIKİ BU RED OLAYI ile O İNSANIN İLAHİ ALEME YAKIŞIR BİR VUCUDU KAZANMASI ile GELECEĞİNİ TAYİN İÇİN REDDİYETTİR. Sureyi “Teaksür’ de bu ayetler belirlidir “kella Seyfe tealemun”ayetiki “kella”red ederim. “Seyfe tealemun” istikbalini tayin bir vucudu kazanmak maksadı iledir. Öyleyken esastaki olay geliş ve dönüş bir kere de olması en uygun bir değerdir.
Ama yukarıki ayette “biz anı rabbisine red olunurda”ki belirti bu kere O KİŞİNİN RABBİSİNE RED OLUŞUDUR. Burada rab demek Allah manasına gelmez. RAB TERBİYE EDİCİ ANLAMI ile DÜNYA DA ONU TEKRAR TERBİYE EDECEK OLAN BİR RABBA RED EDİLİŞİ MEVZUYU BAHİSTİR. Hz. Resulün bizlere bir seslenişi vardır. “Beni rabbim terbiye etti”buyruğu resulce “beni Allahım terbiye etti” an-lamı çıkar. Ama reddiyete düçar olmuş kişilerin terbiyecisi rab anlamı ile kim olabilir? REDDİYETTE “RABBİSİNE RED OLUNUR” daki RABBI KİMDİR ARA BUL deriz! Buda düşünülmeli “BİZ ONU RABBİSİNE İADE EDERİZ, RET EDERİZ” i diyen Allah olmalıdır. Bizce DÜNYADA
-11-
RAB TECELLİSİNE MAZHAR OLMUŞ KİŞİLERKİ, ŞU’UNATI ZAT, ŞU’UNATI İLMİYE, ŞU’UNATI HAYATI KURAN ve KURMAYI VUCUDEN YAŞAYAN İLAHİ VASIF İNSANDIR. Bu insan HER ASIRDA TEKİL OLARAK BULUNAN ZATI ALİ KADERDİR. Ancak SÜLALEYİ TAHİREDEN HAKKIN TEMİZLEDİĞİ TATHİR ETTİĞİ EHLİ BEYTİ MUHAMMEDİ İTRETİ ZEVATA MAHSUS BİR KEYFİYETTİR. BU ZATLAR GÜNAHSIZ ZATLARDIR. HAK ONLARI KENDİYLE TAHTİR ETTİĞİ ile GÜNAHSIZLARDIR. BU ZATLAR REDDİYE UĞRAMAZLAR. Ama KENDİ ARZULARI ileE DÜNYADA TEKRAR BULUNURLARSA RAB TERBİYESİ ONLARCADIR. “Şeyhül mercü” değer de rabdırlar.
“İşimizde elbette amel ve itikatınız sizi bir ilmi yakine koşturur” buyrulur. İşte ilmi yakini Tekasür suresi ile yazarsak ayeti delil Tekasur 3.”kella Seyfe tealemun”, AHİRET VUCUDUNUZU KAZANAMAMIŞSANIZ ”kella” HİTABI ile sizi TEKRAR DÜNYAYA RED EDERİM. “kella” GELECEĞİNİZİ KAZANMAK içindir, CEHENNEMDE YANMAMAK için BİR REDDİYET KORUMASIDIR. Sureyi “tekasür” de buyrulan“dünyada hak’a iki eşyaya vakıf olmayanlar her şeyden bi behredirler”. Demek oluyor ki zahiri görüntü aldatmasın. Baktığımız her cisim ve eşyanın kendine has hakikat tarafı vardır, bu bir kere bilinmiş olmalıdır. Bizce cisimlerin hakikat tarafı insandan kurulduğudur. İnsanın IŞIN BEDEN, ATAYI ESMA VARLIĞI O BOYUTTA İKEN IŞIN OLDUĞU için EŞYAYI KURMUŞTUR. Bu kurgu ile cisimler insana çeşitli yönlerden geldimi cismani fizik beden olurlar. Ayrıca buyrulan“Hakikat onların bildikleri gibi değildir”. Ne garip bir yaşantı içersindeyiz. Tekasür suresinin bidirisi“kendi zannınca içtihat ve zannınca İtikat edenleri red eder“buyrulur. İnsani inanış zanlardan kurtulmalı ki hakikat onların olsun. KENDİLERİNİ TANIMALARI KURTULUŞTUR, REDDİYETE UĞRAMAZLAR. “Kella” kelimesi RED anlamını taşır. Bu hakikat benliğini tanımayanlar bihaberdir yani habersiz kişilerdir. Cahillere inanış kurtuluşa erdirmez, REDDİYETE DÜÇAR OLURLAR. 2. BİR DÜNYA HAYATI YAŞARLARDA HABERLERİ BİLE OLMAZ. Hatta TEKRAR, TEKRAR DÜNYAYA RED EDİLİRLER. Bu REDDİYETLER ki yine BİR KURTULUŞU ÖNGÖRÜR. Yani TEKRAR GELİŞLERİKİ, UHREVİ HAYATI KAZANMALARI için. Yani İSTİKBALLERİNİ VUCUDU MUHTESEBELERİNİ kazanmaları içindir. “KELLA”RED ve TEKİD içindir“. “KELLA” RED, TEKİD ise TEKRARLAN-MAK anlamı ile TEKRAR BİR BEDENE SAHİB OLMAK ANLAMINDADIR. “SEYFE” ise İSTİKBALİ TEMİN içindir.
Cahimi olaydan kutulmanın çarelerini Tekasür suresi bundan 1500 sene evvelinden Resulullah efendimizin bildirdikleri ayetle kaim olmuş. Tekrar, tekrar redde uğrayanlara“TERAHİ RÜTEBİ” denir. “Terahim”anlamı geri çekilmek, rütebi ise red manasınadır. Allahımız insanı red etmez. Geri çekilme terahi ise doğada geri çekeni ararız. Yer çekimi beni çekiyorsa fezaya fırlamıyorum demektir. Çekim gücüneki beni arzda bulunduruyor canlı bir güç mü? Çekimde benden olduğuna göre beni koruyorsa, korumasına çekimci diyelim. Bir kişi gurbet hayatı yaşıyorsa ölümü memleketinde olursa memleketinin suyu toprağı onu çekti deyimleri vardır. Gizemli mecğule bir hakikattır. Gizlice anlam yazarsak “terahi” yi böyle anlarız. Arz çekiyorsa çekim denmiş ve bizi yaşatıyor, koruyor. TOPRAK, ARZ ÇEKMEMİŞ OLSA ÖLÜM HAZIRDIR. ARZ TOPRAK GERİDE ÇEKEBİLİR. Esrarı rububiye olarak gizemi mecuğle içinde. Çekimde sendendir. Rütebi geri çekilme ise seni geri çeken toprakmıdır? Allah kimseyi red etmez çünkü insan haktandır biline! Eşyanın hakikatini bilirsen çekimde eşyadandır. EŞYANIN HAKİKATI İNSAN OLDUĞUNA göre, şu CİSMANİ BEDEN KENDİNİ KENDİ GERİ ÇEKMEKTEDİR. Bunlar doğanın gizemli mecgule esrarındandır. Her cirim ve olay insanda maduttur yani insanladır. TOPRAK BEDENİ TOPRAK ÇEKİYOR ALLAHIM KİMSEYİ RED ETMEZ. HER OLAY DOĞA DENGESİ SENLİĞİN İLEDİR. Ayın arzi denizleri ve üzerindeki her şeyi insanı çekmesi 65 cm kadar çeken güce bir bak!
Turap esrarı rububiyyedir“Topraktan yaratıldın” buyruluyorsa topraktaki halkiyet gizemini çözmemiz gerekiyor. Toprak insan mı, insan toprak mı? Toprağın rububiyyeti ile her zaman her yerde her mahlûka muhtaç olduğu şeyleri vermesi ile toprak esrarı rububiyyettir. Buyrulan “rububiyyet isminin halikiyyet sıfatına tecellisiyle alemi halkın(Halkiyetin)meydana geldiğini ira’e etti”. Toprak isminin halkiyet sıfatına tecellisi ile varın zuhurlarını sebebe tabi kılınışı yine senliğin olduğudur. Kehef suresinin ayetinde“sümme ba’asnakum”diyor. Buradaki“sümme”(tekrar)teraki rutebi içindir. Tekrar yazarsak teraki geri çekilmek, rutebi ise red idi. “Onlar hali halvet, seyir ve suluk halini ikmal ederek helal ve haram, hayır ve şerri anlayacak bir iktidar tedarik ettikten sonra biz onları kavmin içine bag ’s ettik”buyrulur. “onlar” kelimesi ile izaha giriliyor ki onlar dedikleri zatlar“ŞEYHİL MERCU” kişi zatlardır. Bir DÜNYA HAYATI YAŞAMIŞLAR, YAŞANTILARI SEYRİ SULUKDUR. GÖZYAŞLARI ile HAKKI KENDİLERİN DE ARAYIŞLARI ile KURAN’ın HAKİKATINA ERMİŞ EŞYAYI KENDİNDEN BİLMİŞ. KENDİLERİNİN VUCUDİ DEĞERLERİ HAKKIN İLMİ olduğunu BEDEN İLMİ ALLAHIN İLMİ VUCUTLARI OLDUĞUNU BİLEREK HARAM ve HELALİ TEFRİK EDİŞLERİ ki KENDİLERİNE HARAM OLAN İZAFİ ve ZAHİRİ İLİMLERDİR Meali anlayış onlarla değildir helal olan yine ilmi Ledün ile kendileridir. Dış anlamdaki helal, haram onlarla değildir. İnsan kendi yaptığını yerse haramı nerede ararlar. Bu rubiyetle toprağı kendinden bilmeleri ile toprağın bahş ettiği nimetler gizemi kendileridir. İşte BU ZATLAR
-12-
HER ASIRDA BİR kişi olarak KENDİLERİNİ DÜNYAYA GERİ ÇEKENLERDİR, RÜTEBİDİRLER. GELİŞLERİ ki SAĞDADİ İLİMLE YAKINİ ZATLARI İRŞAT EDERLER. İRŞAT ancak bu ZATLARA AİTTİR. CAHİME UĞRAMADAN SERÜVENLERİNİ HALK ile İLİŞKİDE BULURLAR. Yani “teraki rütebi” ile tekrar dünyaya gelen şeyhül mercüleri halkın içine BAĞ’S ettik Tekrar yaratılış ile terbiyeci zatlardır.
SIR: Bir kere GÜNAH ve SEVABİ işlem DÜNYADA OLDUĞUNA göre İLAHİ ÂLEME GİDEN İNSAN yeni İKTİSAB VUCUDU ile GİDECEĞİNDEN. VUCUDİ KİTABI MERKUM ise VUCUDEN İLAHİ ÂLEME KENDİNİ HABERDAR ETMİŞDİR. Yani VUCUDİ DEFTERİNDE ve HESABINDADIR. Aksi değer VUCUD GERİSİN GERİ DÜNYAYA RED OLUNACAKTIR. BU HESABİ KAYIT 2 türlü VUCUTDA BELİRLENDİ. KENDİ GÖRÜNÜMÜ KENDİNİ HABER VERMİŞ OLDU. Orası ki İLAHİ ÂLEME GEÇİŞ BOYUT ZAMAN İDİ. Bu olay ÖLMEDEN EVVELDE, ÖLÜM HALİNDE İKENDE BELİRLENİR, ÖLDÜKTEN SONRADA. GÜNEŞDEN REDDE UĞRAR BUNLAR İNSANIN DEFTERİ HESABINDA. VUCUDEN BELLİ OLDUĞUDUR.
“Hayır, doğrusu insan, Allah’ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir” Bu 2. MERTEBE REDDİYETTİR.”Ey mağrur insan bu fikirden vazgeç insandan bir şey terk olunur untulur mu zan edersin. İnsan bidayetten nihayete kadar az çok kusurdan kurtulamaz lakin“İNSAN istiğdaden KEMAL veyahut DALALİ YÜKLENDİĞİNDEN EMROLUNDUĞU VECH ÜZRE CENABI HAKKI BİLİR ve EMRİ İLAHİYESİNE İFA EDERSE ALEMİ İLLİYÜNE URUÇ EDER. Aksi surette esfele safilin ve alemi siccine nüzul eder bunların her ikiside insanın istidatlarına mevdudur” buyrulmuştur. Sen hiç unutulacak veya terk edilecek bir varlık değilsin sana ilahi kapsamlı istiğdat verilmiştir. Katı bir anlayışla İLİM ZAN ETTİĞİN ŞEYLERİ, GENİŞLETTİĞİN İSTİĞDADINLA anlar İLMİN HAKİKATİNE YÖNELİR nerde olduğunu anlarsın. İNSAN HAYATTA iken RUHİ ve ZİYAYI VÜCUT BEŞER YAPISI 2’li HAL ÜZERİNDE iken bu ikisinin BİRLİKTE KAZANACAĞI TEKRARİ VÜCUDİYET OLACAKTIR. Bu kazanç VÜCUDU İYİ AMELİ CENNET, KÖTÜ AMELİ ile CEHENNEME GEÇECEĞİDİR.
SIR: CENNETİ BAHRİ MESCURİ ESİRİ ALEM ÜZERİ EVRENLERDE DÜŞÜNÜRKEN CEHENNEMİ ise ALEMİ DÜNYALARDADIR. İşte bu İSTİĞDATLLARINLA KAZANACAĞIN VÜCUDİYET SENİN MAKAMINI ve ZAMANINI BELİRLEYECEKTİR.
Kehf 104. ”Elleziyne dalle seayuhum filhayatüddünyâ..”,(Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları çalışmalar boşa gitmiştir). Buyrulan ”dünya hayatında sa’yi boşa gidenler”. Dünya teleşı içinde büyük gayret gösteren emek harcayan ömür tüketen kendilerini hakikat yönlü tanıyamamış-larsa emekleri boşa çıkar. Baştan ilahi alem VÜCUDU MUKTESEBELERİNİ kazanamamaları DÜNYAYA RED EDİLİŞLERİ esasta KAYIPLARIDIR. Acaba “benim say’ ım” ne manadadır. RAB TECELLİ EDER İSMİ HALİK ZAHİR OLUR, HALİKİYET TECELLİ EDER ADEM ZAHİR OLUR. “Ademin tağlim ettiği esma zahire münakıs oldu” buyrulur. Bu fizik bedenim olmamalı, ademi vasıf vücudum da vardı. Ömrümü boşa sarf etmemem için beni mutlu kılan geçmişimdeki değerimle dünya hayatını boşa çıkarmamak sevdası ileyiz. Anladık ki ALLAHIMIZIN ZATI ALİLERİNİN, EVVELİ ZATÜLBAHTI İSMİ RABDIR. BENİM RABLIĞIM ZATÜLBAHTIN TECELLİSİDİR. Bu ZATÜLBAHT İSMİNİN DELİLİ OLARAK HALK OLUNDUM, ONDANDIM. İLAHİ DENGEDE RABLIĞIM TECELLİ ETİMİ İSMİ HALİK ZUHUR EDER. Yani İNSANIN RABLİĞİ Kİ YARATICI DEĞİL HALK EDEN OLUR yani VAR OLANI ZUHURA GETİRİR. Bu anlamla İSMİ HALİK oldum, ZAHİR oldum ZAHİR ZATEN BENİM. “HALİKİYET TECELLİ EDER ADEM ZAHİR OLUR”. Ben ki İLAHİ ALEMCE İSMİ HALİK IŞIN, ORACA NÜBÜVVETİ PEYGAMBERANİ NEBİ VÜCUDUM VARDI. İşte KENDİMİ DÜNYACA BELİRLEMEK için ADEM OLDUM. BEŞER VÜCUT HENÜZ değilim, ADEM değilim, ADEMİYETTE bir VÜCUDA SAHİP OLDUM. ADEM BİR İSİMDİR, VASIFTIR. ADEMİYET ALEMİNDE ADEMİ VUCUDA ULAŞTIN dünyaya gelince insan oldun. Ademiyette teallukatsızdın, çocuğun yoktu, dünyaca hiç bir şeye ihtiyaç duymuyordun. Tektin, yalnızdın dünyada her eşya bana tealluk etti başta çocuklarım ve dünyaca her şey bendenliği ile bana tealluk etti geçmişin böyle idi.

GEÇMİŞİN:
--ALLAH’Imızın zatı alilerinin evveli ZATÜLBAHTI İSMİ, RABDIR bizim rab’lığımız zatülbahtın tecellisidir.
--ZATÜLBAHT isminin delili olarak HALK olundum, Ondanım.
İlahi dengede RAB tecelli etti İSMİ HALİK zahir oldu. Yani insanın RAB’lığı ki yaratıcı değil HALK eden. Yani varı zuhura getirir.
---HALİKİYET tecelli etti ADEM zahir oldu. Benki ilahi alemce İSMİ HALİK-IŞIN oraca PEYGAMBERANİ NÜBÜVVETİ vucudun vardı.
----Ve dünyaya gelince İNSAN oldun.