13 Şubat 2010 Cumartesi

PARALEL EVRENLER-ZAMAN-AKIL 1...6.BOYUT

PARALEL EVRENLER(Kevni mafsala)-(zaman-akıl-bilinç-zihin,1..6. boyut): Esas mevzu BELİRSİZLİK İLKESİ İÇİNDE İNSANIN KENDİ BEŞERİ VÜCUDUNU TAKDİR ETMESİ KADİRLEMESİ yani YAPMA ve YARATMASI GİZLİLİĞİDİR. Allah’ımız bizleri bu dizaynda cenneti alemden dünyevi aleme göndermiş ve kendisine neden niçin gibi soru sorulmaması için“insanın vücudunu, kendisine anlatacak yani gizliliğini yaratacak olan mabadi akla ve ihtisastır ”buyrulmuş. Burada akıl kelimesi var. Aklıevvel ve aklı cüz var. Biliyoruz ki CİSİMLERDEKİ KORDİNATLAR en, boy, yükseklik veya uzunluk, satıh, hacim, bir cisimdir. Bu 3 lüye birde 4.BOYUT olarak ZAMAN EKLENİR. 5. BOYUT DÜŞÜNCE 6.BOYUT AKILDIR. Zaman=insan demiştik. İLİM ve BİLİNÇ RUHİ VUCUDUMUZDUR. Zaman tayin ve mekan tahsis ile. Mekanı fizik beden olarak düşündüğümüzde, zamanı biz tayin edeceğimizi hatırlarız. Zaman cisimlerde 4.boyut olarak üzerimizde canlı olarak vardır. Zamansız hiçbir şey belirlenemez yani insansız hiçbir cirm zuhura gelmez. Cirm’ ide kurgulayan yine ziyayı vucut(ışık beden) bedenimize aittir. İnsan ki sonsuz zaman içinde geçmişimizde şu’unatı zat bedenimiz vardı taa ilahi alemde idi. Bu benliğimiz veya haktanlığımız kendine has verilmişliği ile şu’unatı ilmiyesi ile şuunatı hayatı belirlemiş idi. Bunun zamanını belirlemek imkansızdır hatta İLAHİ ALEMDEKİ ZAMAN MANA ve SOYUT DEĞERDEDİR. ZAMANI GENİŞLETEREK şimdi DÜNYADAYIZ. ZAMAN oraca SOYUT ise ŞU’ UNATI ZAT HALİMİZDE IŞIN ÖTESİ ŞUUN DEĞER VUCUDUMUZ ŞUUNATI ZATLIĞIMIZDIR. IŞIN DEĞER VARLIĞIMIZ FİZİK BEDENİMİZDİR. İLMİN ŞUUNATI ile(İLİM=RUHİ VUCUD)oraca ŞU’UNATI HAYATI KURGULADIK HAKKIN CANİBİ OLARAK KADİRUNUN EN GÜZEL MİKDARI OLARAK ve ZAMANI KISTASLA BELİRLEDİK, ZAMANI TAŞIYARAK HAYATLA BİRLİKTE HAYATIDA TAŞIDIĞIMIZDIR.
Ayrıca RA harfide bilinirse PARALEL EVRENLERİN SİMGESİDİR. GEÇMİŞTE GEÇTİĞİMİZ, GELECEKTE GEÇECEĞİMİZ UĞRAK YERLERİMİZ OLAN EVRENLERİ BELİRLER. Rab’da sonlanmak anlamı simgeler. O zaman cisim tarife göre canlanıyor boyutlar ilave edildikçe ilave edilen boyutu takdirlememiz, kadirlememiz gerekiyor.
Fizikteki Kuant ötesi ELİF noktaları ziyayı vücut ve ruhi vücut insan,
Külliyeyi Muhammedi(tecelliği efal)
Tekillikteki Allahlık makamı ve aklın eremeyeceği
Zatulbaht makamı(Allahlık zatı)
KUANT ÖTESİ SONSUZ ÖZ ENERJİYİ BİZ “ZİYAYI VÜCUT İNSAN” olarak KABUL EDİYORUZ. Buna FİZİK BİLİNÇ BOYUT AKIL DENİYOR…densin bu bir şey değiştirmez. AKIL, FİZİK BİLİNÇ yani SOYUT MADDE olarak FİZİĞİ BİÇİMLENDİRİR yani YARATIR. 5.BOYUT olarak AKIL BİR MADDEDİR. Aslında RUH’ da VÜCUTSUZ olarak BÖLÜNMEZ BİR MADDEDİR(ruhi vücut başka olay). Şayet akıl feza zaman mekana göre ışık hızına varmışsa zaten yaratıcı idi. Onun için fizik buna, yani bu hızdaki akla AKILLI ENERJİ der. Bu kevni sistem içindeki olaydır. Şayet IŞIK HIZINI GEÇEN BİR SİSTEM ve O YÜKSEK HIZDA ise AKLA RUHİ VÜCUTDA denir. Yani madde yok enerji var. MADDE ENERJİNİN, ENERJİDE RUHİ VÜCUDUN EMRİ İRADESİNDEDİR. Yaratılma kozmik evren bilincinden türemiş derler yani yaratılama esiri alemde olup ruhul mevcudat olan Muhammedi aklın tasarrufunda maddesi yine insanla oluşmakta.Y ani yaratılış Muhammedi insanla. O zaman kainatı veya evreni yaratan evren bilinci izahını yaptığımız akıl ise onu da yaratan olmalı ve sonunda zatulbahta en son tekilliğe varır. Demek ki yaratanlar alemi soyutiyeti için de yaratıcı insanı bulmanın “aklı ihtisası” bu muhdeslik iledir yani mutahassıs ihtisas sahibi olmaklık. Zeka ve fetanete bilinç diyoruz BİLİNÇ=Ruhi vücut insandır. Bizi bu vücudumuz idare eder. RUHİ VÜCUDU BİLEMEDİKLERİNDEN ZEKA DENEN ŞEYİ KENDİLERİ İDARE EDİYOR SANIRLAR.
Süper fizikte, kuantum deneylerinin neticeleri gizli değişkenlerdeki ezvaci olay olduğu için kesinsizlik ve belirsizlik fizik ilkelerine dayanır. Bu olayların lebi deryası başka bir mekanizma olan KORN HOLE-boynuz boru-zülkarneyn tüneli ile olayları birbirine bağlar bu olaylar 5.boyut alemi olduğundan yerel sistemdeki somut ezvaci olay gibi hadisata lüzum kalmadan soyuti meleküti bir anlayışla iki varlık arasında(soyut ve somut)gizli değişkenler karşılıklı alışverişler lebi derya-şebi aruz olduğudur. En uzağı en yakına bağlıyan tünellerdeki oluşuma doğa kurgularının ilahi Muhammedi yaratma sanatındaki insanın ziyayı vücut kurgusundaki yapıcı vazifeyi aslıyetinde ki müessiratı anlamış olursun. 7 kat gibi düşünülen her katın arası iç bükey arz demektir. Gökteki yerler anlamı taşır. Kur’ anda teshikteki(anti madde)kevnuniyetler kavramı budur(arz olarakta olsa gökteyizdir). EVRENİN HER MİNİ NOKTASI BİLE SAHİPLİDİR . Yani BİR VARLIK TARAFINDAN YERLEŞİK BULUNMAKTADIR. İşte bu VARLIKLARI GÖREBİLMEK için ONLARIN HIZLARI ile EŞLENMEK ve AYNI ZAMANDA EŞ ZAMANLI OLMAK GEREĞİ VARDIR. Şayet IŞIKTAN HIZLI BİR SÜRATİMİZ OLSAYDI BÜTÜN EVRENİN TIKA BASA DOLU ZİYAYI MELEKAT GÜÇ İNSANLA OLDUĞUNU BİLMİŞ ve GÖRMÜŞ OLURDUK.
Kur’ an bunları 1400 sene evvel bildirmiştir. Enbiya 32.(gök yüzünü de korunmuş bir tavan yaptık) buyruluyor. İşte iç bükey kapalı sema anlamlı Kaf 6.”efelem yenzuru ilessemai”de,semayı tarassut etmem bildiriyor.Ve anlıyoruzki arzda baş aşağı duruyoruz.Bizim semamız bizi çeken arz küresidir,ona fevk yani üst tabir edilir.
SIR: “ereytellezi” deki gözetleyen ELİF ’in GEÇTİĞİ YOLLARDAKİ MÜŞAHEDESİ PARALEL EVRENLERDEKİ YAŞANTILARININ AHVAL ve AHLAKINI yani ORADAKİ VÜCUDİYETLERİN MEVCUDİYETİ ile TANIŞMIŞ OLMAKLIĞIDIR. BUNU HENÜZ İLİM KEŞFETMEDİ ve bugünkü düşünce bu olayı idrakine alamadı bir düşünsen bu yollardan kendinde geçtin.
ELLEZİ,(o kimse ki, oda sensin)maksat mezahiril vücut olan insanın ilk hali soyuti ise, dünyadaki somut cismani vücut şekliyledir. Bu çeşitli basamaklardaki insanın aslında en mükemmeliyeti ile noksansız olarak bulunmasıdır. Burada 1-2- 3. mertebe görüşleridir yani almış olduğu mertebe şahsında değil olaylardadır.
SIR: O zaman 3.mertebedeki görüşün ta nufusu teshikiyeye (anti-soyut madde)kadar gidiyor yani insanın Allah’ da var olmasına kadar. Oradan arza gelirken geçtiği yollardaki teshikteki kevn yani paralel evrenlerdeki yaşantı ve oradaki kavimlerin kitap ve ahkamına senin ziyayı vücut olarak kesbi itlağ(vukufla bakıp anlamaklığın)boyutiyeti iledir. Anlatmak istediğimiz ARZA GELEN İNSANIN GÖZETLEMELERİ BİLİNÇ ve ZEKASI GEÇTİĞİ PARALEL EVRENLERDEKİ KURGULADIĞI OLAYLARIDIR.
Bizde nüfusu teshikiye yeni fizik anlayış da EN ERKEN EVREN deniliyor. Bu alemin maddi alemle bir ilgisi yoktur. Biz biliyoruz ki evren“oradan” gelmiş kuantlaşıp maddeleşmiştir. Öyleyse MANA(soyut takyonik)başlangıç ortaya koymuştur. Bizler somut bu maddi yaratılış önceki SOYUT manevi takyonik evrenden gelmiş bulunmaktayız. Şimdi 60kg’lık bedenlerimiz soyut ruhani karşılığı eksi 60kg’lık bedenlerimize de BİLİNÇ BEDENİMİZİ oradan buraya getirmiş bulunmaktayız. Zeka ve fetanete bilinç diyoruz BİLİNÇ=Ruhi vücut insandır. BİZİ BU VÜCUDUMUZ İDARE EDER, RUHİ VÜCUDU BİLEMEDİKLERİNDEN ZEKA DENEN ŞEYİ KENDİLERİ İDARE EDİYOR SANIRLAR. “Ellezi” lafzında ki ”o gözetleyen insanlar” kime düşünün. “fili mazide” yani fiilen bedenen geçmişte bu olayların failleri biz idik ancak TAYYİ MEKAN YAPIP ZAMAN ve MEKANI ORTADAN KALDIRIRSAN olay ufkunu aşıp bu gözetleyen O kimse olarak görür ve anlamış olursunuz.
Bizim 4 boyutlu uzayımızın dışındaki üst boyutları da evrene dahil etmek hiçbir şeyi dışarıda bırakmamak gerek. Asimetri yani simetri kaidesi gereğince süper fizik anlayış gerekir. Evrenimiz ve uzayımız 4 boyutlu olarak kapalı evrendir ama 5 boyutlu evreni tanırsak açık evren. Bu evren için 4 BOYUTLU EVRENDEN ÇIKIŞ MADDE için YASAKTIR MADDE OLARAK ÇIKAMAZ ŞAYET MADDEYİ ENERJİYE ÇEVİRİRSEK ÇIKIŞ SERBEST OLUR. Misal; ÖLÜM HALİNDE BEDEN MADDE OLARAK DÜNYADADIR ÖTEKİ EVRENLERE ÇIKAMAZ ama İNSANDAN AYRILAN RUHİ VÜCUT YAPI GELDİĞİ ALEME ÇIKMADA SERBESTTİR. İNSAN KENDİNİ TANISA 14’ERDEN 28 BOYUTLA TECHİZ EDİLMİŞ YARISI KAPALI YARISI AÇIK BİR KAİNATI ALEM MİSALİDİR. Bir semai insan, BİR SEMAKİ ÇATLAMAYI BÖLÜNMEYİ KABUL EDERSE O TEVHİT yani ZAMANDIR. Zaman cisimlerde 4.boyuttur, zamansız bir şey vücut gösteremez. zaman=insan. Zaman eşyadaki hacim ve ağırlığın üzerine konmuş soyut bir enerji olan zaman denen keyfiyet ile maddenin teşkil edeceğini düşünürsek zaman cisimlerde 4.boyut olacağı aşikar olur. İş buradada bitmiyor 5.boyuta ihtiyaç vardır ki esasta 28 boyuta kadar derinlik gösterir ancak cisim olarak enerjiden meydana gelsin. İşte bu 5.boyuta insan üzerindeki dengelerden de anlaşılacağı gibi fizik yollu zihin, bilinç ve akıl deriz. Bunlar cisimlerde 5.boyutu teşkil ederler.O zaman cisimlerde canlı,bilhassa cansız gibi bir anlayışı kullanmadan, kuantik seviyede bir düşünülse cisimlerde 5.boyut olan akıl,bilinç,zihin vardır ve soyuti meleküti enerjetik madde olarak.Bu mecuğleyi hayat kapsamı içinde meleküti madde olarak buluyoruz.
İnsan hayatında ruh başka, hayat başka.O zaman RUH,HİS ve AKILDA fail yani yapan, RUH.HİS ve AKLI ŞU FİZİK BEDENDE ARAMA RUHİ VÜCUTTADIR.Yalnız 2 vücut birbirleri ile sıfır saniyede birbirleri ile alakalıdır yani RUHİ VÜCUT SOYUT ALEMDE FİZİK BEDEN DÜNYADADIR, BİRBİRLERİ ile GİZLİ DEĞİŞKENLİK YAPMAKTADIR. Fail ruhtur, alaka kesilirse fizik beden ölümle vasıflanır. Fizik bedenden ruh alakasını kesmiş yani ölmüştür. Halbuki fizik beden ruhtan alakasını kesmekle beraber hayatiyet denen olay kabiliyetül intişardır. Misal;Marul dünya alemine devamda dolayısı ile o marulla kendi alan zaman boyutiyeti ile yine ruhi denge ile frekans ve görüntü farkı ile alakalıdır. Yine olgun bir meyvenin daldan düşüşü yer çekimi ile olduğu söylenir halbuki ruhun onu itmesi ve dolayısı ile ruhla alakası kesilmişse daldan düşmüştür çünkü soyut somut birlikte çalışır. Melaikenin 2.şekli olan ruhani kısım 4 büyük meleği ruhi vücut, kendine vekil tayin etmiştir burada olaylar Güneş’ den gelenle değil feyyazı mukayyet olan Muhammediyetle alakalıdır. Burada İCRACI GÜÇ GÜNEŞDEN GELEN gibi SOMUT değil SOYUT RUHANİ ve MANEVİ AZİM, BÜYÜK BİR GÜÇTÜR.
ARZ ve SEMAVİ SİSTEMİMİZDE ELEKTRONLARIN HİÇ BULUNMADIĞI BİR YERDE, BİR MAGNETİK ÇEKİM yani MANA ÇEKİMİ VAR. Bu LEBİDERYA OLAYINI YAŞAYAN KİŞİ, bu sefer MANYETİZMANIN SPİRTÜALİZMİNİ(ikili çekim)YAŞARSA, KENDİSİNİ en az 5.BOYUTTA HİSSEDER. Halbuki ARZ ancak ZAMANLA 4 BOYUTLU DURUMLARIN İFADESİ İÇİNDEDİR. 5.BOYUTA YÜKSELİŞLE ELEKTRONU ARZ DA BIRAKMIŞ OLUR. MANADAKİ MAKAMATA YÜKSELEREK ARZ ile PARALEL EVRENLER MANA ALEMLERİ veya TESHİKTEKİ KEVNUNİYETLERİN ARA DUYARLI BÖLGESİ SINIRININ ARA KESİTİNDE OLURSANIZ LEBİ DERYA ile BİR ÇOCUĞU BABA ve ANA DURUMUNUZ BU SEYYAL BEDENİNİZİN HASILATI OLUR. Burada RUHİ VÜCUT İNSAN, ZİYAYI VÜCUT ANATOMİ BEDEN ARASINDAKİ LEBİ DERYA ile HAKKA HALİFELİĞİNİN MÜESSİRİ ve FAİLİ SİZ OLURSUNUZ, VAR OLAN ÇOCUĞU DÜNYAYA GETİRMEKTE. ”Semavatı vel arz” ayetlerde çok geçer. Bizim gözle gördüğümüz sema 1 tane halbuki SONSUZ SEMALARIN OLDUĞU TESHİKTEKİ KEVNUNİYYETLER yani PARALEL EVRENLER OLDUĞUNU söylemiştik
Bu yapılar beşeri sistem üstü olduğundan bu ZİHİN,BİLİNÇ,AKIL ENERJİSİNİN DE ÜSTÜNDE İNCE MELEKAT BİR YAPI OLUP,HIZI ise IŞIK SÜRATİNİN ÇOK ÜSTÜNDEDİR. YAPILAR, ESİRİ SÜPER UZAYA AİT BAHRİ MESCURİ(esiri alem) ALEM KEYFİYETLERİDİRKİ işte ENERJİ DEDİĞİMİZ GÜÇ BUNLARIN ESERİDİR. İŞİN GİZLİ TARAFI ise BELİRSİZLİK HAKİM. İşte bu ÇOK HIZLI ALEMİ BAHRİ MESCURİ TAKYONİK YAPILARIN esasta YAPILARI ZİYAYI VÜCUT İNSAN OLDUKLARI ve KAİNAT KURUCULARIDIR. Fizik de bu 3 GÜCE (ZİHİN, AKIL, BİLİNÇ)”EVREN BİLİNCİ” denir. Maksat KAİNAT KURUCULARIDIR. BİLİNÇSİZ HESAPSIZ, AKILSIZ, ZİHİNSİZ HİÇBİR VARLIK KUANTİKTE OLSA DÜŞÜNEMİYORUZ. Kainatı bu bilinç denen ziyayı vücut insan kurar. Kur’ anı dilde bu olaya SERİ’ÜL HESAP, ışıktan hızlı hesap işidir bu. Sathi anlayışlar “Allah serigül hesaptır” derler. Bundan şüphe yok yalnız KÜN emrini alan insan bu hızlı hesaba muhataptır biline. BİLİNÇ veya ZİHİNSEL BOYUTUN SAHİBİ RUHİ VÜCUT İNSANDIR. Süper fizik kuantum anlayışı ile ortaya çıkmıştır. İnsanda 5.boyut olan bilinç olduğu ispat etmişlerdir de 5. BOYUT BİLİNCİN RUHİ VÜCUT VAV’U MUSTAĞİLE ADEMİ İNSAN OLDUĞU HENÜZ KAVRAYAMAMIŞLAR. Fizikçiler ”kuant ötesi tekillik sonsuz öz enerji ile temsil edilen bilinç şekli iledir” derler. BİLİNÇ dediği RUHİ VÜCUT ARZA GELİRKEN ALANINI yani ARZI YAPA, YAPA GELECEK. Ve RUHİ VÜCUDU TAŞIYAN ZİYAYI VÜCUT ANATOMİ BEDENİDE KENDİSİNE KILIF ÖRTÜ ELBİSE veya MEKAN YAPIP ARZDA GÖZÜKECEK. DOĞADA ve ARZDA NE VARSA CİN, PERİ, MELEK hatta varsa ZULMANİ GÜÇ OLARAK ŞEYTAN. Hepsi ZİYAYI VÜCUT İNSAN KURGUSUNUN BOYUT DEĞİŞTİRMİŞ GÖRÜNÜM ŞEKİLLERİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. İŞİN ASLI TEKİLLİĞE GİDER.
Kainat kurgusu subut ve vücut alemleri ile meydana gelmiştir. SUBUT ALEMİNE ESİRİ PARALEL EVRENLER VE ERVAHİ ALEM denir .KEVNİ SİSTEM, VÜCUDU ALEMİMİMİZEDE VÜCUT ALEMİ denir. Madde ötesi esiri takyonik sistemlerde mekan ve zaman işlevlerini kevni(yeryüzü)alemindeki madde ve zamana benzetmemek lazımdır. ”Orada ne mekan vardır ne zaman” dediği aslında sabitat durağan sitatik enerji kapsamlıdır. Ufak bir sürtünme bu sabit enerjiyi derhal faliyete geçirir KÜN emri gibi. Şimdi bu meknuz(gizli)enerji beşeri vücut enerjiyi meydana getirmek için 4.boyut olan zaman boyutunu kullanır. Kullananda ziyayı vücut insandır esas tarifi budur. Bu ziyaiyetin zamana ihtiyacı yoktur çünkü bütün değerler KÜN emri ile üzerindedir yani güç onun üzerindedir. Bu güç bileşik alanlar gibi tek güç olarak bütüni vaziyette üzerindedir. İşte DÜNYA ENERJİSİNİ, ENERJİDE MADDEYİ MEYDANA GETİRECEĞİ için bu BOYUTİ ZİYAYI İNSAN GÜÇ, HER CİSMİN TEŞEKKÜLÜNDE SERİGÜL HESAP olarak HAZIRDIR yani MÜESSİRDİR. Biliniyor ki EVREN TEK EMİR ve TEK KANUN TEK ENERJİ, TEK MADDEDEN MEYDANA GELMİŞTİR. Kur’ anda kainatın 6 günde meydana geldiğini bildiren süreç zaman boyutudur. Bu boyutta ziyayı vücut insanla kaimdir. Anlaşılmış olsunki! Ziyayı vücut enerjiyi meydana getiren bir üst boyut ise bu ta resuli Zişan ve Allaha kadar kopmayan bir iplik gibi uzanır. Zaten beşeri enerjide faton paketçikleri içinde bir zincir gibi dizi halinde arza oluştuğu da bilinmekte. Sistemimize baktığımızda kevnuniyet-dünya kainattan bir örnek olarak insanla kurulmuş hazır olan dünyadır ve dünya der geçeriz. Kevni mafsala ise henüz ilmin yeterince keşif edemediği kevin kainattır. Kevinde mükevveni mahsusularda vardır yani kevni hazıra şu dünya ve içindeki varlıklar mükevveni mahsusalar, paralel evrenler gibi özel olarak yaratılmış mükevvenat ki yaratılmışların hepsini kapsar. Örneğin; SOYUTİ VARLIKLAR CİN MİSALİ ÖZEL KEVNİ MAHSALALARDA MI İSKAN EDİLMİŞLER henüz bilinmemektedir. Yine CENNETİ ALEM MÜKEVVENATTA VARDIR BURADA İNKAR EDİLEN GEÇMİŞİMİZDE BULUNDUĞUMUZ CENNETİ ALEM ve GİDECEĞİMİZ CENNETİ ALEM KUR’ANCA BELLİ OLDUĞU HALDE ORADADA ÖZEL KEVNİ MAHSUSLAR VARDIR. Örneğin; CENNET ÜSTÜ FİRDEVS CENNETİ ÖZEL MAHSUS YERLERDİR. BUNUN ÖTESİ İLAHİ ALEMDE VARDIR. KEVNİ MAFSALALARDA HURİ GÜZELLİKLERİ YAŞANTISIDA BEŞER ÜSTÜ MELEKATİ SOYUT MANA DEĞER VUCUDLARIMIZINDA KARARGAHI OLACAKTIR. KEVNİ MAHSALAYA ayrıca”KEVNİ HUSULİ”denir ki İLAHİ ALEMDE derecatmıza göre husule getireceğimiz tahsisli mekanımızda olacaktır. BU MAKAMA”MAKAMI MAHMUD”DA denilir. RA harf simgesinde ŞAYET RUKUDSAN ORAYA MAHSUS BİR VUCUDUN VARDIR. Su,hava..bileşenleri ile kurulmuşluğu bilinendir. Onun için ”kevni mahsala ile anasırı erbağa arasında” demekki AHİRETİ ALEM VUCUDMUZLA İLAHİ ALEM VUCUDUMUZUN ARASINDA BİR KEYFİYET VARKİ O DA SEDNETÜL SEB’A (KAF harfi-yaratıcı güçler, lim-irade-hayat..)DEĞER VARLIĞIMIZDIR. Buda 2 ALEMDEDE ÜZERİMİZE KONMUŞ MANA YAPIMIZDIR. Bu yapı Allahımızın sabiti sıfatları ile esasta kurulmuştur. Bunlar hayat,ilim, kudret, konuşma,işitme …ve dahi aksat dengelerinde tekvin yaratma sabiteleridir. Bu sabiteler dünya vücudumuz da geçici olarak bulunmaktadır, ilahi alemde ise baki sonsuzluğu ile vardır.
Derleyen: Sevim Bulut Bayer

2 yorum:

Unknown dedi ki...

iyi akşamlar sevim hanım ben sizin yazılarınızı fırsat buldukça okumaya çalışıyorum çok dikkatimi çekiyor özellikle seyyid ahmet hüsameddin efendimizin yazılarını açıklamanız çok güzel sizi tebrik ediyorum ve bunun için size çok teşekkür ediyorum ben sadece teşekkür etmek için yazmıştım tekrar iyi akşamlar

sevim dedi ki...

Teşekkür ederim Zeynep hanım